11 Eylül 2011 Pazar

Eskişehir Maçı Sonrası


Aç blog yazarı kendini başkan sanır misali..

Beşiktaş'ın bugünkü başganı ben olsaydım,Eskişehir maçının devre arasında soyunma odasına iner,taktik tahtasına başına geçer,bir de puro yaktıktan sonra Carlos ve fitbolcuları karşıma alıp,başlardım anlatmaya..

İnanın bunları yaparken zerre utanmazdım.

Allah'tan başgan tüpçü..HaliMize Şükredelim ki benim gibi yarım akıllı bir blog yazarı başganınız değil.

Geçen sezon Tayfur Hoca'nın takımın başına gelmesiyle birlikte oturtulmaya çalışılan 4-2-3-1 oyun sistemin de  elde edilen bazı kazanımlar,Carlos'un 4-3-3 saçmalığıyla bir anda silindi..

Mentes'in atadığı Carlos'u biz Tayfur Havutçu'nun yardımcısı olarak biliyorduk meğer gerçek farklıymış. 

Elin deha teknik direktörü Beşiktaş'a geliyor,takımın üstüyle başıyla istediği gibi oynuyor ve klübten kimse'de ''Ağa sen ne yapıyorsun ?'' diye hesap sormuyor..

Carlos'un saçma 4-3-3'ünün tüm yükünün üstüne yıktığı fitbolcu Fernandes..

Fernandes'in sağında ve solunda ayağa pas becerisi düşük iki oyuncu Necip ve Veli..

Bu üçlünün arkasında hücuma katkıları teknik direktör tarafından sınırlandırılmış,geride oynamaya mahkum edilmiş Sivok-Egemen ikilisi..

Orta göbekten gelişen Eskişehir ataklarında bu bölgeyi tek başına savunmaya çalışan Fernandes doğal olarak hep geçildi.Rakip forvetlerle baş başa kalan Sivok-Egemen ikilisi de afallayıp kaldı.

Bu durum Sivok-Egemen ikilisi uyumsuz yorumlarının yapılmasına yol açtı :)

Dahası Sivok-Egemen ikilisi Carlos'un talimatıyla çıpa vazifesiyle oynadıklarından,maç boyu takımın boyunu uzatmaları Eskişehir'in ekmeğine hep yağ sürdü.

Ya sağ bek Toraman ? Şüphem Carlos Hoca'nın,Schuster'in Beşiktaş'ının kasetlerini değil de yanlışlıkla Mustafa Denizli'nin Beşiktaş'ının kasetlerini izlediği yönünde..

Denizli'nin günü kurtamaya yönelik sağ bek Toraman hamlesinin bugünün Beşiktaş'ın da başımıza bela oldu.

Çağdaş sağ veya sol bekler kısa alanda ki patlayıcı deparlarıyla,tandemde oynayan stoperlerin kademe hatalarını kapatmakla da mükelleftirler.

Toraman'ın sağ bek oynaması sizin defansını GÜÇLÜ YAPMAZ..TAM tersine Toraman sizin takımda defans zaafiyeti oluşturur.

Tekrar Fernandes'e dönecek olursak bu adam defans önünden top çıkaracak ve bu adam aynı zamanda geniş alanda topla mesafe katedip Beşiktaş forvetlerine derinlemesine pas atacak...ÜHH
Denizli virüsü kapmış Carlos taktiği..

XAvi'de BArca beklerinden topu oyun kurmak için alıyor ama topu nerede alıyor ? Dikkat ! Kendi ceza sahası önünde değil ORTA YUVARLAKTA... 

Elinizde Simao-Q7 Almeida üçlüsü var ise siz oyunu dar alanda ve rakip yarı alanda oynamalısınız.Geçen sezon Schuster'in yapmaya çalıştığı gibi.

Eğer oyunu geniş alanda kabul ederseniz,bu forvetler top rakibe geçtiğinde geriye koşmak zorunda kalır ki bu da boşa enerji harcamak anlamına gelir.

Q7 bugün çok top ezmişmiş.Ezdiren bu çağdışı oyun sistemidir.
Q7 bugün gereksiz bir sarı kart görmüşMÜŞ...O pozisyonda Q7'nin rakip forvetin arkasında neden koşmak zorunda kaldığını neden kimse irdelemiyor ?
Şayet bugün defans çizgisi orta sahaya yakın olsaydı,Beşiktaş oyunu dar alanda oynamak isteseydi Q7 rakip forvet arkasından koşup,rakibin bileğine sinirle karışık faul yapmak zorunda kalır mıydı ?
NEDEN HEP GÖRÜNÜRÜ KONUŞUYORUZ DA,OLAYIN ALTINDA YATAN SEBEBLERİ GÖRMEZDEN GELİYORUZ.

ALMEDİA ? geniş mesafede sarkık santrafora dönüşen adam..

SİMAO ? devamlı rakip kale önünde ki bindirmeleriyle tanıdığımız bugün kötü CARLOS sisteminden dolayı kötü gözüken Simao..

Bakın arkadaşlar Carlos bu çağdışı oyun planından vazgeçmediği sürece bu takım sahada kötü oynamak mecburiyetinde kalır.
HA bugünkü çağ dışı sistemde şayet sahada Hilbert-Fink-Ernst üçlüsü olsaydı Beşiktaş Eskişehir'e bu kadar pozisyonu gene vermezdi.Alaman panzerleri her kötü koşulda mücadelesini ortaya koyar.. 

Son dakikalarda yediğimiz golde rakip takımdan deparı atan oyuncu BATUHAN :) takipçileri Egemen ve Sivok..İki Stoperin Batuhan'ı durduramayışlarının sebebi Beşiktaş'ın her fitbolcusunun birbirinden uzak mesafede oluşudur.Gene sebep oyuncular değil,çağdışı sistemdir.

Önceden karar verdiğim üzere Eskişehir maçı hakkında yazı yazmayacaktım ancak maç hakkında forumlarda,bloglarda yazılanları okuyunca yenilgiden kaynaklanan sinir katsayım bir kat daha arttı.

Yorumlara bakılırsa bizim fitbolsever olarak iyi fitbola bir talebimiz YOK.Bize uymayan 4-3-3'ten ya da sağ bek Toraman'dan medet uman taraftar topluluğu zaten iyi fitbolu talep etmiyor demektir.

Böyle bir topluluğa da Tüpçü Başgan ve Acemi Carlos'da müstehaktır.

Yazılarımı dikkatle okumadan bana abuk subuk mail atanlar için bir kez daha yazayım;Ernst-Necip ikilisi 4-2-3-1 sisteminde başarılı olur..Önlerinde Fernandes veya Guti'de harika iş yapar.

Ancak 4-3-3 sisteminde Ernst-Necip ve Fernandes'ten kurulu bir orta üçlü İŞ YAPMAZ.. 

Bir parantez'de Guti için...Bugün oynamadı ya bir anda bazı taraftarın badem gözlü gözdesi oluverdi :)
Şayet bugün Guti Eskişehir'de sahaya çıksaydı Alanya maçında olduğu gibi gene verim vermezdi.
Guti'yi kötü oynatan Carlos'un çağdışı sistemidir.

ORhan Yıvdırım'ı Beşiktaş'ın içinde gruplaşma var diye saçma yorumlara iten neden Carlos'un saçma sistemidir..Nedir bu Yıvdırımlardan çektiğimiz.

KOCH'a rağmen takımın kondisyon durumunu pek iyi çözemedim.

Sanki topçularımızda koşu-nefes var ama atacakları ikinci depar için oyuncularımızın saha içindeki bekleme süresi uzun gibi.Çok çabuk yeniden şarj olamıyorlar gibi.

Buradan bir anıyla olayı bağlayalım :)

Bir gün Alamanya Waldenburg'ta,ormanda tek başıma dolaşıyordum.Karşıma aniden çıkan bir Geyik tarafından kısa süreliğine ormanda kovalandım :) Geyik'e yakalanmayıp kestaneyi çizdirmeyişimi kondisyonuma ve şansıma bağlıyorum.

Demem o ki bizim takımın düz koşuya değil de dağ tepe güç artırıcı krosa ihtiyacı var.

Sonuç;Alanya maçından sonra Carlos beş maç sonra gönderilir yorumunu yapmıştım.

Bugünden sonra fikrim sanırım bu Carlos beş maç bile dayanamayacak.

Carlos yerine Denizli gelirse gelecek iki sezon da çöpe gider.

Bu takımı iki maçta toparlayacak dünyada tek adam var o da şu an Tatar Rinat Ahmedov'un yanında çalışıyor.

O zaman bizim için tek umut Tayfur Havutçu'nun içeriden çıkması...

2 yorum:

Adsız dedi ki...

Yazdıklarına harfiyen katılıyorum.

+1

Sazan dedi ki...

Ben de harfien katılıyorum ve pek çok şey öğreniyorum...