Stoke deplasmanında takımımızın oynadığı oyun,gelecek açısından bana biraz umut verdi.
Bu geceki Beşiktaş,son maçlara nazaran daha bir fitbol takımı havasındaydı.
Sezon başından bu yana çokça yerdiğim Carlos Hoca'yı,ilk on bir de ki tercihlerinden dolayı övmek isterim.
Carlos Hoca,en önemli silahı yüksek toplar olan Stoke karşısında,takımın boy ortalamasını uzatmak düşüncesini bile bir yana koyarak,Sol bek Egemen,Sağ bek Toraman saçmalıklarına hiç bulaşmadı.
Sezon başından bu yana oynadığı resmi maç dakikası beş olan (Ankaragücü maçında)Hilbert'e ilk kez sağ bek bölgesinde görev vererek,doğru hamleye geç de olsa ulaştı.
Sol bek İsmail,Sağ bek Hilbert'in sahadaki varlığı Beşiktaş'a,orta sahada bir fazla adamla oynama ve daha fazla ayağa pas yapabilme imkanı verdi..
Bu imkanın bir başka artı meyvesi Sivok-Egemen arasında ki pas alışverişinin kolaylaşıp artmasıdır.
Defans önünde tek defansif orta saha göreviyle oynayan Aurelio sezonun en güzel maçını çıkarırken,zaman zaman yaptığı kurnazca top çalmalarla parladı.
Necip'in Aurelio'nun dibine yanaşmayıp hattı değil sathı müdafaa yapması ve tempolu oyunuyla rakip kale önüne kadar sarkmaları güzeldi.
Necip'in bu ileri çıkışları,Aurelio'nun geride kalışları Fernandes'i bozdu.
Zaman zaman yalnızlaşan Fernandes,İsmail-Hilbert ikilisinden yardım alamadığı anlarda markaj altında ki Q7,Edu,Simao üçlüsüne vereceği pasların rakibe gitme olasılığını düşünerek,bu pas kumarına hiç girmeden geriye oynamak durumunda kaldı.
Fernandes'in pas vermekte geç kaldığı ve ayağından tuttuğu iki top rakip tarafından kapılıp hızlı kontra atağa dönüştürüldü.
Ben bu maçı tek başıma alırım zihniyetiyle maça başlayan Q7'nin,Simao ve Edu'yla hatta gol pasını verdiği Hilbert'le uyumsuzluğu gene had safhadaydı.
Q7'nin takımla uyumsuzluğuna ilk yarıdan bir anekdot;
Necip'in rakip ceza sahasına doğru koşuyu yaptığı esnada Q7'nin topu atmayışı,pozisyon öldükten sonra Necip'e topu bırakışı ve Necip'in haklı olarak o topa koşmayışı ve ardından Q7'nin Necip'e fırça atışını herkes hatırlayacaktır.
Başka bir anekdot;
66.dakika'da Q7'nin şutunun direkten döndüğü pozisyonun en önemli izleyicileri rakip cezası içinde otobüs bekleyen Simao ve Edu'ydu.
Oyuna 75.dakika Ernst'in Necip'in yerine oyuna girmesi Stoke'un artan baskısını kırmaya yetmedi.
78.dakika'da da ucuz penaltıdan golü yedik.
Simao'nun 80.dakika'da Edu'ya nefis bir pası ve onun dışında bir de ceza sahası içinde vuramadığı bir top var.
Edu o topu gol yapsa maçın kahramanı olacaktı.
Durağan Santrafor Edu'nun maç boyu ortalarda pek gözükmeyişine Carvalha 90 dakika tahammül etti.
Dahası orta sahadan çıkarılacak son adam Aurelio'yu kenara alıp Holosko'yu ne kadar çok forvet ne kadar çok gol pozisyonu anlayışıyla sahaya sürdü.Bu hamle bize gol getirmezken,skoru koruma telaşı içinde olan Stoke'ta Aurelio'nun çıkışından fayda sağlayamadı.
Stoke'un havadan yüksek top inadına stoperlerimiz dışında karşı koymaya çalışan oyuncumuz Rüştü idi.Rüştü her hava topuna çıktı ve çoğuna dokunamadı :) Topa dokunamadığı anlarda ''bana faul yapıldı'' tiyatrosunu oynadı.
Fransız hakem bazen bu tiyatroyu yedi bazen yemedi.
Stoke ?
Herkesin bildiği Anti fitbollu Stoke işte..
Pulis'in bar fedailerinden seçtiği izbandut fitbolculardan kurulu Stoke,kendi kalesi önünde ördüğü etten duvar savunmayla,Beşiktaş'a azıcık pozisyon tanıdı.
Yavaş ayaklı Stoke'lular seri ayaklı Beşiktaş'lılar karşısında zaman zaman zor duruma düşseler de bu pozisyonlardan doğru faullerle sıyrılmasını bildiler.
İleride presle Beşiktaş'ı Stoke zaman zaman zorlayabildi.Oyunu geride kabul ettikleri anlarda ise orta alanda rahat top çeviren taraf Beşiktaş'tı.
Beşiktaş'ın ayağa paslarına ve takımının bu pasları izlemesine sinirlenen Tony Pulis art arda oyuncu değişikliklerine gitti.
Crouch'un attığı gol ve Crouch'un cinliğiyle yaratılan ucuz penaltı Stoke'un şansıydı.
Tony Pulis ben senin oynatacağın fitbolun taa içine tüküreyim.
Bu Stoke Beşiktaş'ı İstanbul'da da rahat yenebilecek İzbandutluğa sahip bunu da şimdiden yazalım.
Maçın önemli anları;
7.dakika'da Stoke'un kullandığı korner ilk ciddi tehlikeyi kalemizde yarattı.
13.dakika'da Q7'nin ara pasıyla buluşan Hilbert şahane bir gole imza attı.(1-0)
Çağın istediği sağ açık tarzı sağ bek.Carlos Hoca umarım Hilbert doğrusundan bundan sonra vazgeçmez.
Şu Q7 rakip kale önünde biraz daha kafasını kaldırıp arkadaşlarıyla oynamayı düşünce çok daha faydalı olacak...(farkındayım çok beyhude bir cümle oldu)
Attığımız golün sefasını süremeden Stoke golü geldi.
15.dakika'da kullanılan korner atışında Rüştü topa hiç çıkmasa,top kucağına düşecekti.Boşa çıkan Rüştü topu ıskalar,ortada kalan topu karambolde Crouch gol yapar.(1-1)
29.dakika'da Fernandes'in 30 mt'den çektiği şut kaleci Sorensen'den döner.Dönen topa Edu yetiştiğinde top gol için ölü bölgededir.
33.dakika'da Q7'nin 40 mt'den anlamsız şutunu izleriz :)
60.dakika'da Aurelio ofsaytı bozar Rüştü'yle karşı karşıya kalan Walters'ın şutunda top önce rüştü'den sonra üst direkten dönüp kornere çıkar.
66.dakika'da Q7 bilindik şahsi hareketleriyle rakip ceza sahasına yaklaşır şutunu çeker.Rakibine çarpan top direğin içine çarpıp çıkar.Edu dönen topa gene yetişemez.
Tipik Statik ayağına top isteyen Berezilyalı Santrafor Edu...Ailton versiyonunu da zamanında görmüştük.
71.dakika'da Egemen'in kafasından seken topu bomboş pozisyonda ki Delap gol yapamaz.
76.dakiaka'da Stoke gene bizi strestlere sokan bir korner daha kullanır.Atış sonrası Sivok'un Crouch'u arkadan çektiğine kanaat getiren Fransız hakem penaltı noktasını gösterir.Walter topu sertçe ağlarımıza yollar (2-1) totoş hakem.
80.dakika'da uyumsuz ileri üçlümüzden Simao-Edu arasında gelişen paslaşmayla gol pozisyonuna giren Edu golü atamaz.Yazık.
Totoş hakem 3 dakikalık göstermelik uzatmayla maçı bitirir.
Sonuç;
..Muhabbet,Carlos Carvalha hoca'ysa bende Ekatarina Gamova'yım'DAN yavaş yavaş Çakal Carlos işi kotarmaya başlıyora dönmeye başladı.
Bense Carlos hakkında hala kararsızım...
Orta saha ve forvet arasında hala TAM bir uyum yok.
Orta saha ve beklerimizin gol bölgesine daha fazla demarke koşular yapmasını bekliyorum.
Tempomuz iyi fakat verim yok.(ör;Simao)
Kazma Stoke bu gece bizden daha fazla gol pozisyonuna girdi.
Önümüzde Trabzon'lu Abdullah'ı teknik direktörlüğe getiren Antep'le deplasmanda zorlu bir maçımız var.
Umarım Antep maçıyla bu takım bir level daha atlar.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder