30 Haziran 2011 Perşembe

X-Men First Class (2011)


X-Men First Class,2011 Abd yapımı,Aksiyon-Bilim kurgu türü film..

X-Men First Class'ta,X-Men efsanesinin doğuşu anlatılıyor...

Serinin hayranlarının çok iyi bildikleri Profesör X-Magneto-Mistique gibi karakterlerin nasıl ortaya çıktıklarına X Men First Class'ta tanık olacaksınız...

X-Men First Class,II.Dünya Savaşı yıllarında Nazi toplama kampında ailesiyle yaşam mücadelesi veren,genç mutant Eric'in (ileride kötü adam Magneto olacak) hikayesiyle başlıyor sonra Profesör X ve Mistique'in çocuk halleri olan Xavier ve Raven'in hikayeleriyle devam ediyor.

Film ABD başkanı JF Kennedy'nin öldürülmesine kadar giden,ABD-Rusya arasında yaşanan Küba füze krizi olayı etrafında yapılandırılmış..

Film de benim çok güldüğüm üç sahne var...

İlki Xavier ve Eric,bir barda Wolverine Logan'la buluşurlar ve Logan'a genç mutantlara katıl teklifinde bulunurlar,Logan'ın bu esnada verdiği bir cümlelik yanıt enteresandır :)

İkincisi Sovyet füzelerini taşıyan Aral Sea yük gemisinin perdede iki saniyeliğine görünen matrak tipli kaptanı komiktir :)
(Dikkat:Savaş gemisinin değil,yük gemisinin kaptanı ve sadece bir kez filmde görünüyor)

Üçüncüsü mutantlığından utanan Hank'in kendini iyileştirmek için bulduğu aşıyı kendini uyguladıktan sonra mavi kıllı maymuna dönüştüğü sahne hahaha'dır :)

Bunlardan başka filmin görselliği ve efektler On Numara...

Filmi ses efektlerini iyi yansıtan bir sinema salonunda izlemeniz önerilir..

Filme 10 üzerinden 8 iyi seyirler..

27 Haziran 2011 Pazartesi

Copa Amerika Türkiye saatine göre Maç Programı



Copa Amerika,1 Temmuz'u 2 Temmuz'a bağlayan gece sabaha karşı Arjantin-Bolivya maçıyla başlıyor.
Final maçı 24 Temmuz'da (Arjantin'de küme düşen) River Plate'in El Monumental stadında.
Maçlar Atv'nin yeni haber kanalı A Haber'de.
Ömer Hürümbül var mı yok mu orası şimdilik muaamma ama olabilir de :)


Türkiye saatine göre maç programı:


2 Temmuz Cmt 03:45 Arjantin-Bolivya
2 Temmuz Cmt 21:30 Kolombiya-Kosta Rika

3 Temmuz Pzr 22:00 Brezilya-Venezuela

4 Temmuz Pzt 00:30 Paraguay-Ekvador

5 Temmuz Sal 01:15 Uruguay-Peru
5 Temmuz Sal 03:45 Şili-Meksika

7 Temmuz Prş 03:45 Arjantin-Kolombiya

8 Temmuz Cum 01:15 Bolivya-Kosta Rika

9 Temmuz Cmt 01:15 Uruguay-Şili
9 Temmuz Cmt 03:45 Peru-Meksika
9 Temmuz Cmt 22:00 Brezilya-Paraguay

10 Temmuz Pzr 00:30 Venezuela-Ekvador
10 Temmuz Pzr 22.00 Kolombiya Bolivya

12 Temmuz Sal 03:45 Arjantin-Kosta Rika

13 Temmuz Çrş 01:15 Şili-Peru
13 Temmuz Çrş 03:45 Uruguay-Meksika

14 Temmuz Prş 01:15 Paraguay-Venezuela
14 Temmuz Prş 03:45 Brezilya-Ekvador




21 Haziran 2011 Salı

INSIDIOUS (2011)

INSIDIOUS 2010 ABD yapımı gerilim korku türü film...

Afişte'de görüldüğü üzere Saw ve Paranormal Activity yapımcılarını buluşturan INSIDIOUS düşük bütçesine rağmen Amerika'da gişelere damgasını vurmuş.

Ne yalan söyleyeyim filmi izlerken bende baya bir tırsdım.

Kan ve Vahşet olmadan insanı gerim gerim geren INSIDIOUS,başlangıçta korku sinemasını müdavimlerinin çok iyi bildiği klasik sahne ve hikayelerle senaryoya giriş yapıyor.

Yeni bir eve taşınan üç çocuklu mutlu bir Amerikan ailesi....Günler geçtikçe yeni evde yaşanan tuhaf olaylar..Üstüne evin oğullarından Dalton'un düşüp komaya girmesiyle kısa sürede ailenin yaşamlarının alt üst olması..

Evin hanımı Reina,kocasına ''hadi taşınalım bu perili evden'' diye diretince karısının delilik hallerini umursayan Josh,karısına uyar ve yeni bir eve taşınırlar.

Fakat eski evde ki benzer olaylar yeni evde de ailemizin yakasını bırakmaz.Ve bundan sonra sekiz kere Hacca gitmiş medyum bir teyze elinde kutsal damacanayla filme dahil olur.

Filmin sonu daha bir enteresan..

INSIDIOUS sanırım bugünlerde Türk sinemalarında gösterime girecek..Filme benden 10 üzerinden 8..

İki üç kostümle adamlar çok iyi bir film yapmışlar.

Bosingwa ? kanımca durgun geçen transfer döneminde taraftarı meşgul etmek için uydurulmuş rating amaçlı bir haber..Her transfer haberine benim gibi zıplamamanız önerisiyle;

Forza Hilbert !

16 Haziran 2011 Perşembe

Forlan-Reyes-Ujfaluji

Galatasaray,Atletico Madrid'in üç oyuncusu Forlan,Reyes,Ujfaluji ile görüşmelere başlandığını borsaya bildirdi.

Elmander,Ceyhun,Selçuk üçlüsünün yanına,iki tanesinin kariyerinin sonuna geldiği,fitbol piyasasının zirvesinde yer edinmiş, üç adam daha geldi.

Bu transferlere bakaraktan Fatih Terim'in gelecek sezon takımına hangi prensibe dayalı fitbol oynatacağını tahmin etmek güç.

Fikrim bu adamlarla Galatasaray al gülüm ver gülüm,yani durağan top oynar.

Galatasaray'ı UEFA Kupa'sı şampiyonluğuna götüren ''oyunu önde dar alanda tempolu oyna,rakip sahada pres yap,kapılan toplarla rakip kaleye baskın tarzında atak geliştir'' oyun tarzını Arda,Forlan,Reyes,Selçuk dörtlüsüyle oynamak bence intihara teşebbüstür.

Böyle bir intihar teşebbüsünde Ujfaluji can simidi,gol yollarının sıkıntılı adamı Elmander ise ilk onbirin değişmezi olur.Forlan'ın kenarda oturduğu o zamanlarda da ''Hoca Forlan'ı neden kenarda oturtuyor'' serzenişlerini her maçtan sonra taaa tv başından duyarız.

Reyes'in kritik anlarda öne çıkışlarının yanında oyun içinde ki tempo düşüklüklerine de şimdiden hazır olun.

Bir hatırlatma,Dahi Schuster geçen sezon elindeki fitbolcu malzemesinin neler yapacağını iyi hesap etmeden oyunu rakip sahada oynamayı planlamıştı,sonucun ne olduğunu hep beraber gördük :)

Ujfaluji'nin 33 yaşına da takılmamak lazım.Ujfaluji Avrupa'da,geniş alanda rakip forvetleri hızı ve aklıyla durdurabilen en iyi stoperlerden..2 sezon oynasa,kar kardır.

Ujfaluji Gökhan Zan'la oynarsa :) ne yapar..Herhalde delirir,formda bir Servet'e devamlı ihtiyaç duyar.

Öyleyse,Galatasaray defansına Ersan tipinde bir stoper şart :)
Beşiktaş'la-Galatasaray'ı transferde karşı karşıya getiren Ersan'ın Beşiktaş'ta kalmasını isteme nedenlerimden biri buydu..Fatih Terim'in gelecek sezonda ki defans oluşuma baştan çomak sokmak.

Galatasaray'a gelirse iyi transfer olur dediğim Muslera transferi gerçekleşmedi.
Tribün dergi forumunda Muslera'ya iyi dedik,olası transfere nazar değirdik,transfer gerçekleşmeyince Muslera başlığı admin tarafından kitlendi :)

Bugünlerde Galatasaray'la adı geçen Muntari ? eğer transfer olursa Ceyhun Gülselam'la birlikte Galatasaray'ın gelecek sezondaki en verimli adamları olabilirler.

Benim çizdiğim fazlaca iyimser olmayan havayı Ceyhun-Muntari ikilisinin insanüstü dinamizimleri, Selçuk-Ujfaluji ikilisinin istikrarlı fitbolları,Arda'nın,Reyes'in,Forlan'ın aşırı klas oluşları,Fatih Terim'in pes etmeyen yönü tersine çevirebilir.

Bunun yanında Scot Piri gibi bir adam Galatasaray'ın kondisyonerliğini üstlenir de Amerikan Fitbol takımlarının çalışma sistemlerini Galatasaray'lı fitbolcular fiziken kaldırabilirlerse belki de bu takım uçar.Bu takımın kaderinin tam olarak ne olacağı yeni sezonun 7. haftasından sonra aşağı yukarı belli olur.
Rijkaart'ın sahte hızlı başlangıcını hatırlayın :)

Forlan Galatasaray'a gitti diye üzülen renktaşlarım,tam sayısını bilmiyorum da bu blogta en az on kez Forlan'a hayır demişliğim vardır.Galatasaray'a gelen bu Üç Oyuncu Beşiktaş'a gelse kafadan yanlış transfer derdim.

Yukarıda Galatasaray'ın şu an ki kadrosu içinde bu üç oyuncu ne yapar kısaca yazmaya çalıştım.

Son Laf;Bu yazıyı kazara okuyacak Galatasaray'lılara şimdiden söyleyeyim,lütfen bu yazıyı fazlaca ciddiye almayın.

Natura Sound Therapy



Natura Sound Therapy bir müzikle tedavi (rahatlama, stres alma) programı. İçerisindeki doğadan su sesleri, kuş, böcek, kurbağa sesleri ile rahatlatıcı bazı müzik aletlerinin seslerinden istediklerinizi seçerek kendinize uygun rahatlatıcı müzikler oluşturabilirsiniz. Bir yandan işinizi yaparken bir yandan da bu rahatlatıcı müziğin eşliğinde kafanızı dinleyebilirsiniz.

Program geniş ve kişiselleştirilebilir ses efektleri içeriyor. Ayrıca çeşitli frekanslarda "beyin dalgası senkronizasyonu" şeklinde ifade edilebilen bir ses çıkartıyor. Amacınıza uygun (örneğin meditasyon, uyku, dinlenme, enerji artırma, konsantrasyon vs.) frekans ve efektleri seçebiliyorsunuz.

Bunun yanında programın sağ alt köşesinde yine sizin seçebileceğiniz çeşitli doğa olaylarının videoları gösteriliyor. Örneğin bir şelale, gölde yüzen balıklar, kıyıya vuran dalgalar, kelebeğin kanat çırpması gibi 12 farklı video görüntüsü içeriyor. Dinlediğiniz müziğe uygun bir görüntüyü seçerek kulaklarınızın yanında gözlerinize de bir ziyafet çekebilirsiniz.


İndirme Linki:http://www.fileserve.com/file/QtTRWVc
                            (Serial Keyler Dosya içinde)
Janitschar görüş
Enigma'nın doğanın saf sesleriyle bezeli ''sound of nature-ocean surf'' parçasını bilenler bilir.Had safhada dinlendirici bir parçadır.
Natura Sound Therapy'de doğa seslerini bünyesinde barındıran,dinledikçe insanı rahatlatan,beynini boşaltan,uykusunu getiren çok enteresan bir program..
Programı ilk indirirken açıkçası programa olan inancım sıfırdı.
Biraz kullandıktan sonra gerçekten işe yaradığı fark ettim.
Factory menüsünde benim favori doğa müziğim ''deep sleep'' adlı deniz sesiyle-hafif akan çay sesi karışımı bir parça..
Bu parçayı dinlerken sanki Şaolin tapınağında gezmeye çıkan ancak dolaşırken uykusu gelen ve uyuyan bir tembel koala'ya dönüşüyorum :) beynim boşalıyor huzur buluyorum.
Uykunuz mu gelmiyor ? Aç Natura Sound Therapy'i ayılar gibi uyu...
Tavsiye ederim..

14 Haziran 2011 Salı

Çok Möhim Anket




Muhammed Demirci Fon'da :(

Çok muhabbetle sevdiğim bizim başkanın,ortağı olduğu vatan gazetesinden kopyala yapıştır:


16’lık genç yeteneğin haklarını 2 milyon Euro’ya fona devreden siyah-beyazlılar ‘en az 10 milyon Euro’ya satılabilir’ maddesi koydukları Muhammet Demirci’nin transferinden %45’lik pay alacak

SON 2 sezonun transfer şampiyonu Beşiktaş, bir yandan da kulübün kasasını doldurmak için yoğun mesai harcıyor. Yıldız futbolcular için para musluklarını açan siyah-beyazlı yönetim, ellerindeki en kıymetli cevher olan Muhammet Demirci’yi Avrupa borsasına pazarlamanın yolunu buldu. Geçtiğimiz sezonun ortasında kadroya katılan Hugo Almeida transferinde olduğu gibi 16 yaşındaki yetenek için bir fonla ortaklık sözleşmesi imzalayan Kartal Muhammet’in satış haklarını 2 milyon Euro karşılığında yabancılara devretti.



haberin tamamı için TIKLAYIN.



Ulan Yönetim !


16 yaşında ki bir çocuğun haklarını 2 milyon Avro'Ya fona satarken hiç mi vicdanınız sızlamadı ?


Guti'nin,Nobre'nin,Ferrari'nin Milyon Avrolar aldığı klubte kötü yönetimin faturasını küçük Muhammed'e nasıl yüklersiniz ?


Utanmadan bir de Gazete Vatan yoluyla bu iğrenç para kazanma yöntemine kılıf uydurmaya çalışmışsınız..


Sabah sabah sinirlerimi zıplattınız..


Beşiktaş forumları,blogları uyumayın.


Sonuç-düzeltme...Beşiktaş klubü Muhammed Demirci'nin % 55 haklarının Fona satıldığı haberlerini yalanladı.


ohh çok rahatladım da,kafamda yeni sorular oluştu..


1.Bizim başkanın ortağı olduğu bir gazete de çalışan bir muhabir kendi patronunu zora sokabilecek bir haberi yapma cesaretini nerden buluyor ?

2.''Genel seçimler süresince Karaca-Demirören gazetenin görünürde ki sahibleri olsunlar,hükümetin Aydın Doğan Medyası üzerinde ki baskısı biraz hafiflesin'' gibi Aydın Doğan-Karaca-Demirören arasında Vatan ve Milliyet'in satışı konusunda bizim bilmediğimiz bir anlaşma mı var ?


çok garip bir durum..neyse yav bize ne :) Muhammed gene bizim..   

Ve Perde İndi

Polisiye Roman külliyatının karanlık dehlizlerinde liglerin bitiminin verdiği rahatlıkla tekrar gezinmeye başladım.

''Ve Perde İndi'' Agatha Cristie'nin pek çok şaşırtıcı gizi içinde barındıran romanı...

Birbirinden bağımsız gibi görünen beş cinayet.

Bu beş cinayette suçlarını polise itiraf eden,suçlarına uygun cezayı çeken beş katil,aslında gerçek katil tarafından kullanıldıklarının farkına varamayan beş masum katil.

Bu beş cinayetin arasında ki bağı fark eden Agatha Cristie'nin meşhur karakteri Hercule Poiret yıllar sonra katilin tekrar harekete geçmesini önlemek için kumpasını hazırlar ve saf,sadık dostu Hasting'ten yardım ister.

Mükemmel detektif Hercule Poirot'un jübilesini vefatıyla yaptığı,hayranlarını üzdüğü bu Roman'da ki katil de doğal olarak mükemmeldir.

Ardında hiç delil bırakmayan,yakalanması da buna mukabil mümkün olmayan bir katil..

Görünürde katilimiz nasıl biridir ?
Yakışıklı,güzel,silik,utanmaz,adi,zeki,zengin,sümsük,kurnaz,sportmen,disiplinli,kılıbık,unutkan...

Poirot'un bu katili nasıl dize getirdiğini öğrenince daha da şaşıracaksınız..

Polisiye romanlara burun kıvıranlara inat bu kitabı okuyun..
En azından problem çözme yeteneğiniz gelişir.
Ama geceleri okumayın :)

10 Haziran 2011 Cuma

Bebe Beşiktaş'ta,iyi de neden?

İki dakkalığına kaveye çıkmıştım eve bir döndüm,anaaaaa ! Bebe Beşiktaş'ta...

Alo ! Vizyonlu Beşiktaş yönetimi,teknik heyeti,

''Bebe'yi geçmişte ki hangi performansına binayen Beşiktaş'a transfer ettiniz ? ''

Tabii cevabı olmayan bir soru..

Portekiz 21 yaş altı Milli Takımında 5 maç'a çıkan,bu maçlardan 1 gol çıkaran Bebe,beklenmedik şekilde transfer olduğu Mancester United'ta,7 maça çıkmış,bu maçlardan sadece 1'sinde 90 dakika sahada kalmış bu maçlardan da 2 gol çıkarmış.

7+5 maç,ederiiiii...biraz düşüneyim,hatta hesap makinesinden yardım alıp direkt toplamı yazdığımda sanırım 12 elle tutulur maç yapıyor.

yazıyla ON İKİ MAÇ...

Diyelim 20 yaşında ki Bebe gelecek sezon Beşiktaş formasıyla 40 maç oynadı bu 40 maçtan da 30 gol çıkardı.

Böyle bir şey olsa bile,bu Bebe transferin de yapılan yanlışı ÖRTMEZ.Avrupa'nın transferde ki en salak klubü bile transferde böyle bir yol izlemeZ.

Sidnei transferi nasıl Gestifute şapkasından çıkan bir tavşansa,Bebe'de Gestifute şapkasından Mendes'in bize seçip yolladığı bir garip tavşandır.

Bu iki transfer de Kör transferdir.

Avrupa Liglerini yakından takip eden,fitbol hastası Blog yazarlarından bir tanesi bile Beşiktaş'ın son iki transferi hakkında elde yeterli veri olmadığından,dolu dolu yazı yazamıyor :)

Sizce bu durum biraz tuhaf değil mi?

Bebe Mancester United'tan geldi,Alex Ferguson yakından takip ettiği,geleceğin yıldızı olacak bir topçu diyen iyimser kardeş,

Biz Mancester United'tan gelme,Berezilya Milli takımının değişmez oyuncusu Kleberson'un Beşiktaş'ta ki performansını da biliriz.

Hatta Berezilya Milli Takımı kaptanı Rico Paşa'nın Şeref Bey çimlerinde görünmeyen mezarını ziyaret etmenizi öneririz.

Guiza,Kezman,Ailton,Lincoln gibi adı olan fitbolcular Türkiye liginin kırılganlığında yok olurken,Bebe burada nasıl kendini geliştirir de başarılı olur ? büyük muamma

Ah vizyonuna yediğimin yönetimi,Ceyhun Gülselam'la,Tosun Cenk'i alıp transferi bitiremediniz be..Taraftar YUTUP'lar da yeni transferleri tanıyacam diye helak oldu bea..
Yuhunuz,ben size ne diyim daha..

Yarın Beşiktaş yönetiminden bir zat-ı muhterem ekranlara çıkıp da Beşiktaş kadrosunu gençleştirme operasyonu Bebe ile devam ediyor derse sakın gülmeyin..

9 Haziran 2011 Perşembe

Ondan Bundan kısa kısa

Basketbolda Beşiktaş&Efes ortaklığının gerçekleşme olasılığı sıfırdır.

Beşiktaş yönetimi,Basketbola sponsor olacak enayi bir sermaye grubundan,senelik 2-3 milyon Avro koparıp,bu parayla fitbol takımının Nobre gibi abudik gubudik topçularının fahiş sezonluk ücretlerini ödemeyi planlarken,

Tunçay Özilhan kendisini yıllardır gündemde tutan,Efes Basket markasını üste para verip Beşiktaş'a devretmez.

Efes,Beşiktaş basketbol takımının organizasyonunu bütünüyle üstlenmek istese bu sefer fitbol takımını finanse etmek için basketbol takımından faydalanan Beşiktaş yönetimi buna karşı çıkar.

Galatasaray'In yeni yönetimin Euro League katılma hedefinin koyduğu bugünlerde,Beşiktaş yönetiminin basketbolda başarılı olmak gibi bir amacı yoktur..

Kondisyoner Roland Koch'u,Tayfur Havutçu'nun yeni sezon için teknik ekibine katma hamlesi güzel hamledir.

Takımdaşlık duygusunu alevlendirmeyi iyi bilen Koch kondisyonerliğin de kitabını yazmıştır.Tayfur Havutçu'nun Almanca bilmesi Koch'la iletişimini kolaylaştırır.

Fatih Terim'in 2008 Avrupa fitbol şampiyonasında çalıştığı Scott Piri'yle yeniden çalışma isteği umarım gerçekleşir.Scott Piri'nin bir fitbol takımına katkısını merakla bekliyorum.

Ceyhun Gülselam Galatasaray yolunda bizim yönetim hala dünya çapında bir golcü getirme uğraşında.

Ernst,Aurelio,Necip üçlüsüne iyi alternatif olur dediğimiz Ceyhun Gülselam maalesef Beşiktaş yönetiminin ilgi alanında değil.

Tosun Cenk'i alın bırakın dünya yıldızını..Bir de Ceyhun Gülselam'ı alıp bitirin transferi..

Sidnei geldi daha et mi balık mı olduğu anlaşılmadan taraftarın taraftar forumlarında gelecek sezon için yaptığı on birlerin değişmez oyuncusu oldu.Her zaman belli performansla oynayan Sivok bir anda kenara itildi.
Çok enteresan :)

Taraftar On birlerinin vazgeçilmezlerinden biri de Sağ Bek Toraman tercihi...Ben bu tercihi günümüzde değişen bek kavramı içinde herhangi bir yere oturtamıyorum.Bu takımın Sağ Bek'i Hilbert'tir.

Hilbert'ten daha iyi sağ bek alınırsa da buna kimse karşı çıkmaz.

Fakat bugünkü koşullarda ilk On bir kurulurken tahtaya ilk önce Hilbert sonra Sivok yazılır..Diğer yabancı kontenjanını da buna göre belirlenir diye düşünüyorum.

Sağ bekte Ekrem'i seçersen de sahada başına olmadık işler gelir.

Varlığına inanmak istediğim Stad Projesinin seçimlerden sonra Başbakan eliyle onanma durumu var.Bizim Başkan ise her iç saha maçını Anadolu'nun farklı bir şehrinde oynamaktan yana olduğunu her platformda söylüyor.Bu kötü bir fikirdir.Bir takım sezonun tüm maçlarını deplasmanda oynaYamaz.

Kasımpaşa stadı,orası olamazsa Süper Lig'te takımı olmayan yıldız fitbolcuya hasret İzmir en iyi seçimler olur.
İzmir'i tek almayın yanına Aydın-Manisa üçgeninde ki fitbolseverleri de koyun.İzmir stadının olanaklarını düşünün.

Yaklaşan federasyon seçimlerinde ortak aday belirlemek için Aziz Yıldırım ve Ünal Aysal boşu boşuna bir araya geldi.

Mahmut Özgener muhtemelen seçimlere katılmayacak fikrim hükümet destekli Mehmet Atalay'ın seçimleri kazanacağı yönünde.

Böyle bir sonuçtan en çok Fenev güç kaybeder.

Mehmet Atalay'ın başkan olduğu güçlü federasyon rahmetli Hasan Doğan'ın projelerini gerçekleştirme yoluna giderse ülke fitbolu çağ atlar diye düşünüyorum.

Yabancı sayısının ikiye indirildiğini düşünsenize...Altyapıcılara gün doğar.

7 Haziran 2011 Salı

Unknown (2011)

2011 Abd-Alaman yapımı Gerilim-Aksiyon türü film..

Filmin başlangıç hikayesi şöyle;

Amerikalı biyolog Martin Harris karısıyla birlikte bilimsel bir sempozyuma katılmak amacıyla Berlin'e gelir.

Hava limanından oteline vardığında,oteline giriş işlemlerini yaptırmak üzereyken,içinde çalışmalarının olduğu çantayı hava limanında unuttuğu fark eder.

Karısını otel resepsiyonunda bırakıp telaşla bir taksiye atlar ve hava limanına ulaşmaya çalışır.

Yolda küçük çaplı bir kaza geçiren Dr Harris içinde bulunduğu taksiyle birlikte bir nehre uçar,taksi şöförü hatun Dr.Harris'i boğulmak üzereyken kurtarır.

Hastaneye kaldırılan Dr. Harris dört günlük bir koma süresinden sonra kendine gelir fakat hafızası muğlaktır.

O hızla hastaneden ayrılıp kaldığı otele geri dönen Dr. Harris karısını bulur ama o da ne ? karısı onu tanımaz dahası karısının yanında Dr.Harris adında başka biri vardır :)

Bizimkisi üzerinde kimliği olmadığından hiçbir şey ispat edemez ve gerçekten aklını yitirdiğine hafiften inanmaya başlar :)

Filmin ilk 10 dakikası böyle..Dr Harris'in asıl gizemi filmin finaline saklanmış..

Film Berlin'de çekilmiş..Film'de figüran olarak pek çok Türk'de kullanılmış..

Niteliği tek seyredimlik pop-korn filmi olan Unknown'a benden 10 üzerinden 6,5..

Forlan'a Hayır..

4 Haziran 2011 Cumartesi

Ersan Yuvada Kaldı


Beşiktaş yönetimi Gordion düğümüne dönen Ersan transferini bir kılıç darbesiyle en sonunda çözdü.

Sakatlık belasından uzak fitbol günlerinde,Ersan İnşallah çok kereler Beşiktaş formasını giyer.

Camiamıza hayırlı olsun ! Transferde emeği geçenlere teşekkürler.

Stoper yetiştirme özürlü sözde fitbol ülkesinin bir ferdi olarak sık sık Ersan'ın kıymeti üzerinde durduk.Ersan'ın muadili'nin Türkiye Liglerinde olmadığını söyledik.Nitekim Fener'in son transferi Alamanya orjinli Serdar Kesimal'ın dünkü Milli Takım performansı da bizi destekler nitelikteydi.

Ersan'ın Beşiktaş'ta kalmasının dış etkilerini yazacak olursak.

Fatih Terim'le yeniden dirilmeye çalışan Galatasaray'ı yeni defans oluşumuna iyi bir darbe vuruldu.
Şimdi,Servet'le-Gökhan'la uğraşıp dursunlar..

Ersan'ın transferini son dakika haberleriyle sömüren mümtaz fitbol medyamıza iyi ders oldu.

Bu transferden Beşiktaş'ın kazancı ne oldu ?

Beşiktaş yönetimi Ersan'ın ezeli rakibe kaptırılması durumunda uğrayacağı prestij kaybından kurtuldu.

Can sıkan bu mevzunun mutlu sonla sona ermesiyle taraftar morallendi.(ben çok sevindim mesela)

Ya Ersan'ın sevinci....Ersan Adana'da kalsa bir dertti,Galatasaray'a gitse başka bir dertti.En güzeli oldu istediği klube gitti.

Takımımızın defans kurgusu üzerine bir iki kelam edecek olursak...

Geçtiğimiz sezon da müzmin sakatlığından,gece alemlerinden sıyrılıp takıma fayda sağlayamayan Ferrari gelişmiş defansif zekası,sezgileri ve liderliğiyle Ferrari,Sivok,Ersan,Egemen,Atınç,Sidnei ve Toraman stoper kümesi içinde bugün dahi benim için en değerli oyuncudur.

Keşke Ferrari bir Lugano kadar istikrarlı olabilseydi.

Ferrari yerine bir Berezilyalı istiyorduk,gelen adam genç Sidnei oldu.
Sidnei,Ferrari'nin yerini alacak da onun yerini dolduracak mı orası şu an için meçhul.

Toraman-Ersan-Egemen üçlüsünden iki stoperle kurulacak tandemin,Beşiktaş hücumlarında ilk bölgede istenilen katkıyı sağlamayacağını hepimiz az çok biliyoruz.

Bizim Türk stoperlere göre hücuma katkısı biraz daha fazla olan Sivok tandemde devamlı oynarsa bu yaraya birazcıcık merhem olabilecek olsa da bu bölgede hücumu başlatma görevini gene Fernandes üstlenecek gibime geliyor.

Eeee Sidnei ne olacak ? Yedek klubesindeki Recaro koltukları oturmakla aşınmaz :)

Belçika:1 - Türkiye:1


Oğuz Çetin'in karga klavuzluğunda,Chelsea'nin müstakbel teknik direktörüyle Belçika maçına çıkan Milli Takım,tabiri yerindeyse maç boyu sahada ne halt edeceğini bilmez halde saçmaladı durdu.

Defansif yönü eleştirilen İsmail'in yerine görev yapan artiz Çağlar Belçika'nın tek golünün hazırlayıcısı oldu :)
Selçuk İnan silik fitboluyla öne çıkarken  79 dakika sahada kalması enteresandı.
Rıdvan'ın yorumuyla iyi top oynayan Kazım klasik vurdumduymaz oyununu sergiledi.
Arda hücumda iki kez göründü birinde gol pasıyla skora katkı sağladı,maçın sonlarına doğru pili bitttiğinden kenara çıkmak zorunda kaldı.
Kesimal topları kesip kesip Belçikalılar'a doğru şişirdi,uzaklaştıramadığı top Belçika golü oldu.
Bu gece tek golümüzü atan Burak oynadığı topla hangimizi memnun etti ? (tiyatrocu Burak'ı sevmiyorum)
Volkan falsolu topa klasik boşa çıkışını yaptı,Belçika'lılar değerlendirmedi.
Anti-patik sevimsiz Emre,kavga ederekten sahaya çıktı,bıdı bıdı oyunuyla verimsizdi.
Servet tüm hava toplarını topladı :) Boy pos yerinde fakat oyun zekası hak getire..
Sabri koçlar gibi oynadı.
Kazma Selçuk Şahin defansif yönüyle takım savunmasına katkı sağladı bugün sahada olmasaydı bence yenilirdik.

Maçın ikinci yarısından itibaren takım  kroke durumda sallanmaya başladı,75.dakika'da Arda rakibe penaltı hediye etti,rakip penaltıyı değerlendiremedi.

76.dakika'da oyuna Burak'ın yerine giren Mehmet Ekici'nin sahada ne işi vardı ? 

Tehlikeli bölüm geçtikten sonra 79.dakika'da Mehmet Topal Selçuk İnan'ın yerine oyuna dahil olup orta saha direncini artırdı :)

Büyük Hoca oyunu okudu yani :) Blogçular,forumcular,spor yazarları,fitbol yorumcuları,Nihat Doğan hayranları,Oğlum hiç biriniz fitboldan anlamıyorsunuz Hiddink anlıyor Hiddink..

Profesyonel Hiddink'in maç umrunda değildi.

Maçın ana fikri;Bir milletin parası alınıp üstüne akıl sağlığıyla ancak bu kadar dalga geçilir.

Milli takımda hiç Beşiktaş'lı yoktu,İyi de nasıl olsun ?

İsmail'e İnönü'de tepki gösteren kendi topçusuna sahip çıkmayan taraftar,Hiddink'in Sol bekte Çağlar seçimine tepki göstermekte haklı mı ?

Önce kendi fitbolcumuza sahip çıkmayı bilmeliyiz.. 

Bilmeliyiz de,emek körlerinin hiç mi suçu YOK ?

Necip'in Milli takım kadrosunda dahi olmaması nasıl açıklanabilir ? 

I.Başkanının Cristiano Ronaldo'yla iş peşinde koşturduğu Beşiktaş'ın Fenerasyonda ağırlığı yok.

II:Gerçek sebep;
Biz eşek olduktan sonra federasyonu perde arkasından yöneten Azizegül'ün suçu ne ?

Seneye 6+2+9 yabancı kuralı gelirse şaşırmayın..

Geçmiş zaman tecrübelerimize dayanaraktan,Hollandalı teknik direktörle,fitbolun total yönünü benimsemiş adamların Türkiye'de çalışmalarına her daim karşı çıkmış biri olarak tekrar ediyorum.

Hollanda kafasıyla-Türk kafası U-Yuş-Mu-YOR..

Sahada ki saçma sapan oyun bize de blog başında işte böyle saçmalatıyor.

Oh be ! içimi döküp en azından rahatladım.

2 Haziran 2011 Perşembe

Sidnei Rechel Da Silva Beşiktaş'ta


Beşiktaş defansına,pas alışverişlerinde yumuşak,defansif zekası gelişkin,tandemin membağı,Berezilya'dan çıkma bir Berezilyalı stoper alınma isteğimiz bugün Sidnei'nin Benfica'dan kiralanmasıyla en azından kağıt üstünde gerçekleşti.

Sidnei,Beşiktaş'ın ihtiyacı,bizim gönlümüzden geçen Berezilyalı mıdır ? Bu soruyu Sidnei'n kısa kariyerine bakaraktan cevaplamak zor.  

21 yaşında ki Sidnei ?

Sidnei'n Temmuz 2008'de,7 milyon Avro karşılığında Berezilya'nın İnternasyonal takımından Benfica'ya transfer olması kısa kariyerinin en ilginç noktalarından...(Benfica'nın 5 milyon Avro'ya Sidnei'n haklarının % 50'sini satın aldığı bilgisini kesinleştirecek kanıt bulamadım)

Portekiz Ligi'nde ki ilk sezonu olan 08-09 sezonunda 25 maça çıkmış 3 gol 2 asistle oynarken Uefa Kupas'ında 6 maçta,Portekiz Kupası'da 2 maçta görev almış.

Çıkarım; Sidnei'n Benfica'ya transferinin ardından,Benfica Berezilya'nın genç Milli takımlarında da görev yapan bu oyuncuya direkt ilk on birin yolunu açmış.

09-10 Benfica'nın Portekiz Ligi şampiyonluğunu kazandığı sezon Sidnei'n Portekiz liginde oynadığı maç sayısı 5....Bu maçların sadece 1 tanesinde 90 dakika sahada kalan Sidnei 4 maçta sonradan oyuna dahil olmuş.
Portekiz Kupasın'da Sidnei 2 maçta görev almış..

Portekiz liginde ki ilk sezonun da 25 maç oynayan Sidnei'nin Benfica'nın şampiyon olduğu sezonda sadece 5 maçta görev almasının sebebi kas probleminden kaynaklanan sakatlık.

Belki Sidnei'n Beşiktaş'a kiralanmasının sebeblerinden biri de budur.

10-11 geçen sezon...Portekiz Ligin'de 16 maçta 3 gol hiç asistle oynarken..Uefa Avrupa Ligi'nde 6 maça çıkmış, Stuttgarter ,Paris Saint Germen gibi önemli maçlarda görev almış.
Portekiz Kupasın'da 3 maçta forma giymiş.

SonuçLAR:

Sidnei, 

Almeida,Fernandes,Q7,Simao gibi fitbol dünyasının önemli aktörlerinin menajerliğini üstlendiği Mendes'in meşhur menajerlik şirketi Gestifute'ye bağlı bir oyuncu.

Buradan bakarak en basitinden;

Tayfur Havutçu'nun stoper isteğinin,Mendes'e bağlı fitbolcular listesinden ezbere sağlandığı hipotezini yürütebiliriz. 

Sözün Özü Beşiktaş teknik heyetinin büyük ihtimalle daha önce takip etmediği Sidnei,Beşiktaş açısından ''Kör Transfer'' dir.

Beşiktaş teknik heyeti Sidnei'den önce Miranda ya da Paulao gibi daha meydanda,tecrübeli,bilindik oyunculara yönelmeliydi diyorum.

Bir Kadıköy deplasmanında Lugano çakalına karşı 21 yaşındaki Sidnei ne yapar ? şimdiden düşünüyorum.   

Sidnei,İnşallah başarılı olur.

Şu sıralarda adı Beşiktaş'la sıkça anılan Atletico'lu Costa'nın da Gestifute'ya bağlı olduğunu ilerleyen günlerde Beşiktaş'a transferi muhtemel bu oyuncunun Beşiktaş'ın bir diğer Kör Transferi olma durumunda olduğunun da altını çizelim.

Başka :)

You Tube'Ta Sidnei diye arattığınız Milan maçında kendi kalesine attığı golü,Hulk karşısında bir pozisyonda Hulk'tan top çalışının çeşitli açılardan defalarca gösterimini ve kornerlerde attığı kafa gollerinin izleyebilirsiniz.

Bu videolarda dikkatleri çeken ilk nokta Sidnei'n üstün fizik gücü ve kısa alandaki ani hızlanmalarıdır.

Ferrari,Sivok,Toraman,Atınç ve Egemen'in olduğu stoper kümesinin en çok para alan,en iyi oyuncusu müzmin sakat Ferrari'ye Sidnei'n gelişiyle yol göründü gibi geliyor.

Ferrari'nin okkalı sözleşmesi nasıl feshedilir de Ferrari'yle yollar ayrılır tabii Serdar Adalı bilir..

Sidnei Beşiktaş'ta çok başarılı olur da Ersan gibi bonservisinin alınma durumu doğarsa Benfica klubü başkanının Adana doğumlu ve Serdar Adalı'yla Adana'dan çocukluk arkadaşı olduğunu hatırlatıp bu transferde içinizi şimdiden ferah tutun diyelim :)

Ya,diğer bomba Mehmet Akyüz ? Onun da menajeri Mendes :)

The Ward (2011)

Meşhur yönetmen John Carpenter imzalı,2010 Abd yapımı,Korku-Gerilim türü film.

Afişte görülen,bizim Selena'yı andıran sarışın kızcağız Kristen'in bir çiftliği kundaklamasıyla film başlar.

Olay esnasında polisler tarafından fark edilen ve tutuklanan Kristen,bıyıklı hemşireler,iri kıyım hastabakıcılar,hastalardan daha çatlak doktorların olduğu,bilindik,artık klasiğin de klasiği bir akıl hastanesine kapatılır.

Akıl hastanesinde koğuş arkadaşlarıyla tedavi görmeye başlayan Kristen bir zaman sonra hastanede ki sıra dışı olaylardan tırsmaya başlar.

Amanin! O da ne ? Alice Hudson adlı mağdur hayalet hastanede ki akıl hastalarını tek tek temizliyordur.

Hastaneden kaçıp,hayatını kurtarma planları yapan Kristen...........Burada kestim :)

Bu Kristen aslında kimdir ? Hayalet Alice Hudson'ın mağduriyeti nereden kaynaklanmaktadır? Enjektörsüz dolaşmayan Bıyıklı hemşirenin sonu ne olacak ? Tutarsız Çatlak Doktor işi kotarabilecek mi?

Tüm bu sorular merakınızı gıdıklandıysa filmi izlersiniz..

Klişeler içinde boğuşan film bu zamanda çekilen korku filmlerine herhangi yeni bir tat katamamış.

Filme benden 6,8....Forlan'a hayır,iyi geceler...