18 Ekim 2011 Salı

Carvalha Kalmalı !

Geçtiğimiz Ağustos ayı ortaları...

Adi basınımızın şike davasını vıcık vıcık sulandırdığı günler...

Tayfur Havutçu Beşiktaş camiasının beklemediği şekilde mapushane damına düşmüştür.

Başgan,Koch'la yola devam etmek istenmiş,

Koch'un taviz vermeyen Alaman mantalitesiyle,jan jan'lı Portekizliler'imizin ehl-i keyf kafası uyuşmayınca,

Başgan,cici Portekizliler'in mutsuzluğuna dayanamayarak kankisi Mendes'den bir Hoca istemiş,

Carvalha'da ani bir hareketle Tayfur Hoca'nın yardımcısı sıfatıyla Beşiktaş'ın Hocalığına getirilmiş.

Bu gelişmenin ardından şike davasıyla bunalmış Beşiktaş camia'sın dan Carvalha'ya karşı tek çatlak ses gelmemiş.

Camia'da herkes şike davasında üst mahkemeye yapılacak itirazın ardından,Tayfur hoca'nın salıverileceğini ve tekrardan takımın başına geçeceğini düşünüyordu.

Ancak gelişmeler hiç de beklenildiği gibi olmamış,delilleri yeniden bakan üst mahkeme Tayfur Havutçu'nun tutukluluğunun devamına karar vermiş.

Sonuçta gökten Mendes zembiliyle inen Carlos Hoca Beşiktaş'ın asil Hoca'sı oluvermiş.

Bunları bazıları yakın geçmişi çabucak unuttuğundan yeniden anlattım.

Demem o ki;Carlos Hoca beklenmedik gelişmelerin sonucunda Beşiktaş'ın Hoca'sı olmuştur.

Carlos'un Fanatik gazetesinde yayımlanan ilk beyanatı ''Beşiktaş'a 4-3-3 oynatacağım''...

Hoppala !

Hoca önce bir hazırlık maçı yapıp takımı tanısaydın bari :)

Bu beyanat üzerine 16 Ağustos'ta Carlos'un Hoca'yı eleştirdiğim şu satırları blogta yazmışım;

Guti'yle 4-3-3 oynatacak bize :) Real Madrid'de Guti Orta sahada oynuyormuş :)
İyi de Hoca ! Guti o zamanlar gençti bea.Küçük bir ayrıntı ama dahi olan sensin..

Oynat Hoca oynat heyecanlı olur.

Hoca,sen geçen sezon ki Belediye Beşiktaş maçını seyretmedin sanırım...

İşkoliksin ya o babtan.

O maçı seyredip'te Guti'yle 4-3-3 düşünüyorsan vay halimize...


Tarih 30 Ocak 2011 İstanbul Belediyespor'a 1-2 yenildiğimiz meşhur maç.

Schuster'in sistemsizliği 4-3-3...Orta saha Aurelio,Simao,Guti :)

Aurelio'nun kırmızı kartıyla On kişi kalan bir Beşiktaş,bu durumda dahi Ernst'i düşünmeyen bir Schuster.

Fernandes 10 kişi kalan Beşiktaş'ta Nobre'nin yerine sonradan oyuna dahil olacak.Sonuç sonun başlangıcı.

Tarih (3 gün öncesi) 15 Ekim Şeref Bey'de Kayserispor maçı..

Haber1903'te Manşet Guti Kadro'da,İkinci Manşet Guti ilk Onbir'de...

Allah dedim,

Orta üçlü Guti-Aurelio-Fernandes,

Schuster'in Belediyespor kadrosu :)


Dersine iyi çalışmayan Carlos'un ezber 4-3-3 kadrosu..Sonucu boşverin oyun tam bir facia idi...

Eğitim Bilimcisi meşhur bilim adamı Piaget'in zeka tanımı;zeka çevreye uyum sağlayabilme yeteneğidir. 

Carlos Hoca cebinde 4-3-3'le Avrupalar'dan çıkıp geliyorsun,geçmişte Beşiktaş'ın oynadığı maçları izlemeden (izlediysen durum daha vahim) yani çevre koşullarını hesaba katmadan ezbere bir kadroyla sene başından bu yana takımını sahaya sürüyorsun takım yenilince de üzülüyorsun.

Kayseri maçının devre arası takıma oyunu daha dar oynayalım diye taktik vermişsin de seni takan yok.

VE sen hala seni takmayan oyuncularla yola devam etmek istiyorsun..

Hilbert'e,Ernst'e hatta giden Fink'e sen taktik verecen de onlar uymayacak ha ! Ölümüne uyarlardı.

Carlos Hoca !

Zamanında bu ülkeye,İspanya'yı Avrupa şampiyonu yapan Aragones Fener'e gelmiş Alex'i,orta sahaya çekip 4-4-2 denemişti.Sonuç tam bir facia olmuştu.Tek defansif orta saha yanında Alex :) Tigana taktiği...

Senden çok önce Rico paşa'lı,Kleberson'lu,Delgado'lu orta saha denemelerine girişen ve her Fenev maçında Aurelio-Selçuk ikilisine karşı ısrarla tek defansif orta saha Serdar Kurtuluş'u süren ve her Fener maçını kaybeden inatçı Tigana'nın Beşiktaş'ını izlemiştik.     

Senden çok çok önce iki hazırlık maçında 4-4-1-1'i deneyen takımın aldığı farklı mağlubiyetlerden sonra bu oyun sisteminin takımına uymayacağını düşünen çağdaş 4-4-2'ye yakın,bir değişik 3-6-1'i Beşiktaş' monte edip Chelsea'i deplasmanda deviren bir Lucescu gördük...

Çünkü Piaget'in dediği gibi zeka çevreye uyum sağlama yeteneğidir.

Çevre şartlarını görmeyip,çevreye uyum sağlayamayan organizmalar başarısız olur.  

Tigana,Aragones,Skibbe,Rijkaart, örneklerinde olduğu gibi.

Son söz;
Mesele Carlos Hoca kalmalı,gitmeliyi çoktan aştı ! 
Bana göre Carlos Hoca çoktan gitti,şimdilerde biz sadece onun sönmüş siluetini görüyoruz.
Bu zihniyette devam eden bir Hoca'nın başarısız olması kaçınılmazdır...

Ulen insan eski maçlardan hiç ders almaz mı ? En basitinden,deneme-yanılma diye bir öğrenme metodu var.

Ben diyorum ki acaba Dinamo ve Fenev maçlarına başka bir Hoca'yla mı çıksaydık.

Ziya Hoca mesela.

Korkum farklı Dinamo mağlubiyetleriyle takımın güvenini iyicene kaybetmesi.

Ha sanki Başgan Hoca değişikliğinde doğru Hoca'yı bulup getirecek.

Biz de laf olsun diye yazıyoruz zaten :)

Not;tüm suç Başganda diyenlere :) biliyoruz herhalde ancak bu yazının konusu farklı.

4 yorum:

Unknown dedi ki...

bence tüm suç başkanda.. :) Demirören gitsin be 3 yıl daha çekerim bu adamı..

JANiTSCHAR dedi ki...

Server,

Demirören'i kaçırmadıktan sonra gitmez.

Demirören'e şimdiden alışalım.

Ebedi başkan..

Tribünde ki taraftarın bir kısmı ve gene kongre üyelerinin büyük bir kısmı başkanın paralı kölesi..

durum bu.

ercanodul dedi ki...

kiev ilk maçında kadro ve dizilim anlamında hiçbir değişiklik olmayacağını düşünüyorum.

bugün haber1903'te yayınlanan mendes'in real madrid içişlerine karışmasından dolayı tesislerden kovulduğu haberi nekadar doğru bilemem ama nezamandır hepimizin gördüğü gerçeğe ışık tutuyor; beşiktaşın her maç kadrosunun yabancılarını mendes yazıyor tahtaya.gerisini carvalhal dolduruyor.yoksa bukadar yavaş sidneinin kondisyon tutar tutmaz emekçi sivoku kesmesi ne ile açıklanabilir ki?yada ekrem dağdan sol bek toramandan sağ bek yaratmaya çalışmanın mantığı hangi futbol jargonuyla açıklanabilir?

ciddi anlamda carvalhalin taktik bilgisinin türkiye süper ligdeki yerli antrenörlere göre iyi olduğunu düşünüyorum.bunu kendine ait internet sitesindeki maç analizlerinden de görebilirsiniz.sorun hocaya takımı kendi kurma şansı verilmemesinden kaynaklanıyor.yoksa hangi zeka taktik disiplin asla vazgeçmeyen alman oyuncuları yedeğe bile almayıp maç boyunca top ezen quaresmaya sabreder?hatta kayseri maçında fernandesin bile quaresmaya sinirlendiğini tespit etmek çok zor değil.

quaresma dokunulmaz durumda.gutiyi 51 gün kadroya almayan ve bu konuda oldukça ketum bir tavır takınan carvalhal'in aynı kararlılığı quaresma ve portekizlilerde gösterememesi takımda çok büyük bir sorun teşkil ediyor.şahsen ben şuan kadroda olsam doğru dürüst antreman bile yapmam.nasıl olsa kendimi yırtsam bile oynayamayacağım.örneğin burak kaplan diye bir genç var kadroda.alt milli takımlarda oynayan,alman altyapılarında yetişmiş tekniği ve hızı üst düzey bi oyuncu.kim izledi a takımda?birileri araya girmese adamı direk satıyordu hoca.yazık,çok yazık.her fırsatta özkaynak düzeni diye örnek verdiğimiz beşiktaş şımarık zengin çocuğu başkan ve onun iş ortağı menajer mendesin kar zarar hesaplarına kalmış durumda.

buarada iyi ki tayfur hoca yok.yoksa bu kadrodaki üst makamlardan torpilli portekiz grubuyla bir çok sorun yaşar ve erkenden beşiktaş hocalığı görevine son verilir ve bu tüpçü kaldığı sürece beşiktaşta hocalık yapamazdı.gözaltında olması bir şans bile sayılabilir kendi kariyeri açısından.

bütün bu veriler ışığında kiev maçını kazanamak haliyle oldukça zor.ama yinede avrupada kendini gösterme peşinde olan quaresma ve yandaşlarının birşeyler ortaya koymaya çalışacağını düşünüyorum.ama mağlubiyet kaçınılmaz gibi.

JANiTSCHAR dedi ki...

Ercan duruma farklı boyuttan bakan güzel fikirlerin kafamda yeni soru işaretleri oluşturdu.

Zaman bulabilirsem bu konuda bir yeni yazmak isterim.