11 Ekim 2011 Salı

Azerbaycan'ı tek golle hakladık


Türkiye:1 - Azerbaycan:0

Utanç verici futbol oynadığımız grup maçlarının sonuncusunu bu gece geçtik.

VE Alamanya'nın çüküyle,Euro Futbol 2012 play-Off'larındayızz :)

Bu gece,Azerbaycan karşısına tam konsantrasyonla çıktık.

Azerbaycan'ın oyunu kendi ceza sahası önünde kabul etmesi,rakibin zayıflığı,oyunu maçın başından itibaren rakip sahaya yıkmamızı kolaylaştırdı.

Rakip yarı alanın ilk metrelerinde kolay paslar yaptık,öldürücü gol bölgesinde doğru pasları yapamadık.

Bu durum rakip kaleyi uzaktan şutlarla delme girişimlerine yol açtı.

Özellikle Hamid'in denediği bu şutlar,zemin ıslak olmasına rağmen bize gol getirmedi.

Topu kaybettiğimiz anlarda ikili,üçlü sıkıştırmalı presle kaptığımız toplarla atak sürekliliğini sağladığımız gibi topu rakibe hiç göstermeyerek oyun kontrolünü elimizde tuttuk.

Burak'ın rakip defans arkasına her an sarkmaya yatkınlığı,Azerbaycan'nın kendi ceza sahası önünde vaziyet alması sebebiyle sonuç getirmedi.

Zaten Selçuk oyuna girinceye kadar Burak'ı anlayacak oyuncumuz sahada yok gibiydi.

Gole kadar Burak'a atılan toplar hep yüksek yan ortalardı.

Demirkol Mehmet bu satırları yazarken gene Kaotik fitbol geyiğine başladı :)
Kaotik fitbol falan yok Mehmetçim.Türk insanın en sıkışık anda ortaya çıkan,çoşkuya dönüşen,rakibi şaşırtan enerjisini,Kaotik fitbol diye nitelemek abesle iştigaldir.Bu çoşkuya dönen enerjiyi anlayabilmek için biraz Çanakkale Savaşları okumak yeterlidir.
Kaotik Fitbolmuş :) Adam yıllardır aynı cümleden ekmek yiyor,biri de çıkıp aga bu nedir diye eleştirmiyor.

Neyse,ne anlatıyordum ben ?

Hah Burak,60.dakika'da Kalecimiz Sinan'ın Neuerleşip topu oyuna hızla sokmasıyla başlayan atak,Selçuk'un harika pası Burak'ın tek vuruşuyla gelen golle sonuçlandı.(1-0)

Burada Selçuk'un attığı pasa ayrı parantez açmak lazım.Pasın şiddeti ve topun son anda rakip fitbolcunun belini kırarcasına aldığı falso inanılmaz güzeldi.

Attığımız gol öncesi,yenecek serseri golden korkan bizimkiler gelen golden sonra iyicene rahatlayıp riskli işlerden azami ölçüde kaçınmaya başladılar.Misal;Golden sonra defans çizgimizin biraz daha geriye çekilmesi gibi.

78.Dakika'da Gökhan Töre,Emre'nin yerine dahil olurken,Play-Off'larda Sarı Kart cezalısı durumuna düşme durumu olan Burak'ın 87.dakika'ya kadar sahada kalması çok riskliydi.

Nitekim Burak sarı kart görüp,play-off'da cezalı duruma düşmek için elinden geleni yaptı.
Hakem görmezden geldi.
Burak bu gelgitleriyle belki de hiç bir zaman büyük fitbolcu sınıfına yükselemeyecek.

Arda moral bozukluğundan mıdır bilinmez maç boyu etkisizdi.Hamid'in azimle,çalımlarla zor zahmet getirdiği kolay topu Arda'nın önünden kaçırması,Arda'yı özetliyordu.

Basında beyanatı çıkınca futbolu düşen,gerginliği kaldıramayan tipik Arda.

Sabri enerjisiyle iyi göründü fakat büyük maçlarda alan kaplayamadığından orta saha da sırıtır benden söylemesi.

Mehmet Topal Valencia'ya gittiğinden beridir basit oynamayı öğrendi.

Hamid hırsıyla bu gece Milli Takımın en iyi oyuncusuydu.

Benim ilk on birler geldiğinde çekindiğim iki oyuncu vardı.

Çekindiklerim rakipten değil bizdendi.

Bir tanesi son Eskişehir maçında gol atan ancak rakibe dört gol pozisyonu ikram eden Gökhan Zan,

diğeri aşırı cesaretli çıkışlarıyla kalesini boşaltan meşhur Sinan Bolat'tı.

Bu gece ikisinden de fahiş bir hata gelmedi.

Ben bu Gökhan Zan'ın kötü fitbolculuğu ile yıllarca İstanbul takımlarında forma giymesine şaşırır dururum.

Dahası bu adam bu performansıyla yıllardır Milli Takıma seçiliyor.Aklım ermiyor doğrusu.      

Egemen ? Ferrari,Ersan,Sivok,Servet,Toraman derken,Baby Face Egemen tüm bu stoperleri geçip istikrarı ve performansıyla hem Beşiktaş'ta hem Milli takımda sivrildi.

Helal Olsun Egemen ! Sezon başında transferine karşı çıkan beni her maçta utandırıyorsun.

Gökhan Töre ? Beşiktaş'a alalım alalım diye üç sezon sayıklayıp durduk kısmet olmadı.
Q7'yi 10 milyon Avro'ya okuttursak acaba uyanık Almanların hemen kaptığı Gökhan Töre'yi 2-3 milyon Avro'ya alabilir miyiz ?

Hiddink ve Oğuz Çetin...
TFF mutlaka bu geyik ikiliden bir an önce kurtulmalı.
Play-Off'lar Hiddink'in sevdiği usul rallilerdir.
11-15 Kasım tarihlerinde oynanacak play-off maçlarına Hiddink'in takımı doğru şekilde hazırlayacağına eminim de,ben bu Milli takımın oynadığı rezil topa daha fazla tahammül edemiyorum.
Euro 2012'den sonra bir Abdullah Avcı hamlesi şahane olur.
TFF'de Abdullah Avcı'da ki ışığı gören adam var mıdır ? bizimkisi bir umut işte.

Son Tehlike :)
Şike davasında iki-üç hafta içinde iddianamenin savcı tarafından mahkemeye sunulması bekleniyor.
Tahminim UEFA ve Platini'nin TFF'ye şike davasında acil karar vermesi yönünde baskı yapacağıdır.
Yani Sezon sonu gelmeden Fenev belki Beşiktaş Bank Asya'nın yolunu tutabilir.
TFF karar vermemekte inat ederse UEFA Türkiye'yi EURO 2012'den ihraç yoluna gidecektir eee bu durumda da Play-Off maçlarının önemi kalmaz.

Önümüzde ki Perşembe günü Play off' ta ki rakibimiz belli olacak.

Benim kalbimden geçen takım İrlanda.VE şu an Fransa'dan gol haberi geldi.Bosna karşısında yenik durumda olan Fransa 78.dakika'da durumu 1-1'e getirerek play-off'lar da rakibimiz olma olasılığından biraz olsun uzaklaştı.Aslında Sarkozy'i morartmak güzel olurdu.  

Hiç yorum yok: