31 Ekim 2011 Pazartesi

Beşiktaş:3 - Sivasspor:1


Beşiktaş fitbol takımı,süper şike liginin en çok gol yiyen takımı Sivasspor'u bile kendi sahasında rahatça yenemeyecekse hangi takımı rahatça yenecek ?

Dinamo Kiew'i mi ?

Bir fitbol takımının,en kötü gününde bile yapabildiği bir organizasyonu olmalı.

Bu organizasyon disiplin olur,Katenaçço olur,rakiple sinir harbi olur,duran top olur,üstün fizik kondisyon olur,inat olur,ayağa top olur,rakibi boğan ani pres olur,vesaire vesaire olur.

Amma tek başına Q7 olmaz.

MisaL;Fener'in oyun içinde sallandığı anlarda tutunduğu daL inatla topu ayağa oynamaktır.
Parreira'dan bu yana Fener bu organizasyonu maç içinde inatla uygular.

Bugün ''Sezonlardır Beşiktaş'ın sahada en iyi yaptığı iş nedir ?'' sorusunun yanıtı yoktur.

Sezonlardır değişmeyen görüntü;Oyun içinde zaman zaman parlayan bir Beşiktaş,bunun yanında rakip kim olursa olsun oyunun kotrolünü bir şekilde rakibine teslim eden bir Beşiktaş.

Bu gece Sivasspor'a karşı,ilk yarının son dakikalarında girdiğimiz hal izah ettiğimiz durumun en iyi örneğidir.

Fizik güce dayalı tempolu oyunu GENİŞ ALANDA rakibin ekmeğine yağ sürercesine oynamaya çalışan,Sivas karşısında;metrelerce boş alan bulup,bu nimet alanları hücumda Lakaytlık ve organizasyonsuzluktan dolayı değerlendiremeyişimiz feci kötü bir durumdur.


Beşiktaş'ın makine dairesi Ernst...
Ernst hızlanırsa takım hızlanıyor,Ernst yavaşlarsa takım yavaşlıyor.
Tek Ön libero Ernst'in doğru zamanlarda rakip ceza sahası önlerinde tek başına pres yaparken verdiği görüntü Ernst'in büyük gururu iken,takım için çok acı bir görüntüdür.
Bu pres anlarından bir tanesinde Ernst'in yardımcısı SAĞ BEK Hilbert :) idi.
Ernst rakibi boğma amacıyla prese başladığında Simao,Veli,Q7,Almeida,Necip..Neden pres sinyalini alıp bu Aziz Profesyonel Ernst'e ayak uymaya bile tenezzül etmez.
Bizim takım,takımdaşlık ruhundan bu kadar mı yoksun ?

ERNST KAPTAN OLSUN.
Terlikçiler Toraman,Üzülmez,Nobre,Delgado,Gececi Guti,aklı eserse top oynayan Q7 ve aklıma gelmeyen niceleri Beşiktaş'ın kutsal Kaptanlık Pazubandını koluna taktı,nedense takımın en profesyoneli Ernst bir kez olsun Kaptanlığa layık görülmedi.

Bu takımın kaptanı en fazla iş ahlakına sahip Ernst olsun.İkinci kaptanı da Hilbert olsun.

Hilbert-Ernst ve Veli

Bizim takım tam uçuruma düşecek iken hatta ben bu blogta Carlos'u yollamışken,bu takımı uçuruma düşmekten kurtaran Ernst,Veli,Hilbert üçlüsünün takıma kattığı Germen enerjisi ve disiplinidir.

Bu üçlüyü son anda keşfeden Carlos'u kutlasak mı ?

Bir az önce Güntekin,% 100 fitbol programına CarvalhaL geldikten sonra CarvalhaL'ın oyuncu seçimlerinde değişikliğe gittiği söyledi.Yani Güntekin diyor ki CarvalhaL sufleyi benle Rıdvan Hoca'dan aldı :)

Gene Q7 Konusu ?

Hoh hoh hOY....An itibariyle Q7'yi övme zamanı !
Fener maçının aksine,Sivas maçında daha verimli ve disiplinli görüntü çizen Q7 önce stadyumda ki taraftarın sonra Rıdvan'ın övgülerine mazhar oldu.

FitboL işte böyle,şimdinin konuşulduğu dünün hemen cicik unutulduğu bir dünya...


Size,yaşadığımız zamanda dünya da top koşturan en yetenekli On fitbolcunun ismini sayın deseler;(dikkat edin size göre dünyanın en iyi On fitbolcusunun ismini sayın demiyorum,yetenek kelimesinin ısrarla altını çiziyorum)

Messi'yi herkes bir numaraya yazar,iki numara taçsız kral Nadya Komenacçi olur,üçüncü sıraya Cristiano Ronaldo'yu yoksa Q7'yi yazalım dersek kavga çıkar.
Çok tartışma götürür bir konu olduğundan Xavi,Mata,Robinho,Kaka,Mesut,Pirlo diyen çok olacaktır fakat SweinSteiger adını kimse kendi listesine yazmayacaktır.

Abiler,ister kabul edelim ister etmeyelim Q7 bu gezegenin en yetenekli fitbolcularından.Kadromuzda olduğu sürece bizde bu adamdan yararlanmalıyız.
Nasıl yararlanmamızın yollarını da Fener maçı analizinde yazmıştım.

Asıl soru;Yetenek abidesi Q7'nin,Beşiktaş taraftarının sezon içinde en çok önem verdiği Fener maçında neden bu kadar savruk görüntü çizdiğidir.

Sivas maçında Hilbert'in kademesine giren bir Q7,Fener maçında kademeden kaçıp Caner'in şutuna sebeple Alex'in ayağından gol yememize sebep olan bir Q7....Q7 Sivas maçında değil Fener maçında kademeye girmeliydi.
Q7'yi Derby kıvamına sokamayan asıl sorumlu bence CarvalhaL'dır.


Kısa Sivas maçı özeti;

Maçın hemen başında,Ernst her yere yetişemez,defans arkasına atılan topta Eneramo topla buluşup gol atacakken araya giren Egemen topa vurur,top Eneramo'nun suratında patlar.Egemen'in böyle vukuatlarına alışır olduk.  

12.dakika'da Ernst'in sol açığa attığı topa koşan Veli,topla buluştuktan sonra rakip ceza sahasına yaklaşır yaklaşmaz yerden sert pasını Almeida'ya atar.Almeida top dokunamaz,arkasından gelen Hilbert çaprazdan tek vuruşla ağları görür.(1-0) CarvalhaL'ın ilk sağ bek aşkı Toraman'ı hatırlatan bir gol :)
Ernst-Veli-Hilbert'le başlayıp golle sonuçlanan Germen ittifakı..

14.dakika'da Almeida göğsüyle topu indirir Veli'nin sert şutu kaleyi bulmaz.

22.dakika'da Veli,Hilbert'in ortasında rakipten seken topu gene sert şekilde rakip kaleye şutlar top kaleciden dışarı çıkar.

İki pozisyonda Veli'nin doğru yerde doğru zamanda olması güzeldir...

33.dakika'da Q7 derin topla rakip kaleye yönelir,gol açısını bulur şutunu çekmez ve mutlak gollük pozisyonu topu rakibe kaptırarak harcar.

35.dakika'da Almeida'nın sağ çaprazdan vurduğu pis burun şut üstten dışarı çıkar.

Bu ataklar Sivas'ın arkada bıraktığı boş alanlarda yapılan bir-iki kişilik gol girişimleridir.

Bu dakikalardan sonra oyunu kendi ceza sahamız içinde kabul etme hastalığına yeniden tutulup Sivas ataklarına davetiye çıkarırız.

39.dakika'da Sivas'lı MahmuT Boz'un direkten dönen kafa vuruşu bize derin bir oh çektirir.

bir kaç dakika sonrası Sivaslı Pedriel altı pastan topu kafayla boş kaleye gol yapamaz.Rakibe rezilce verilmiş bir gol pozisyonudur.

51.dakika'da Q7'nin sağ açıktan yaptığı ortayı Sivaslı oyuncu yaptığı ters vuruşla  kendi kalesine gönderir,Sivas kalesinin direğinden dönen topu kafasıyla Almeida tamamlamak ister fakat top gene direkten seker sonra da kalecinin müdahalesiyle kornere çıkar :)

57.dakika'da Q7'nin ortasını Tanju kafayla indirir,Almeida yumuşak bir kafa vuruşuyla topu rakip kaleye yollar fakat kaleci bu topu kolayca çeler.

59.dakika'da Sivas'lıların hızlı kullandığı serbest vuruş sonrasında defansımızın arkasına sarkan Kamil Grosicki harika aşırtma vuruşla öne çıkan Cenk'i avlar.(1-1)

78.dakika'da kullandığımız serbest vuruşta Sivaslı Mahmut Boz ceza sahası içinde Egemen'i formasından çekerek düşürür.Hakem Kuddusü penaltı noktasına yürür.Mahmut Boz'u da ikinci sarı karttan oyun dışına yollar.Penaltıyı kullanan Simao skoru 2-1'e taşır.

Hakemin kararı doğru olmasına karşın böyle penaltı kararına alışkın olmayan Beşiktaş'Lılar biraz şaşırmıştır.

83.dakika'da Almeida'nın yerine Holosko oyuna dahil olur.

90.dakika'da Q7 sağ açık bölgesinde rakibinden sıyrılır ve bir trivele pasla uzak direkte topu Holosko'yla buluşturur.Geriden çılgınca koşup gelen Holosko sert kafa vuruşuyla ağları bulur.(3-1)

Dikkat çeken oyuncularımız;
En iyi oyuncumuz Ernst,takımın ağır topu.
Q7 fener maçında bir asist,sivas maçında bir asist fakat iki maç arasında dağlar kadar fark olan bir oyun anlayışı.
Veli'nin de marke vaziyette rakip ceza sahası yay bölgesine yaptığı koşular harika.
Sivok ilk geldiği günleri hatırlatan,topla öne doğru hücuma çıkışlarından hafif esintiler sergiledi.
Adamım Hilbert çoğu sağ bekin kovalamayacağı toptan gol çıkardı.   
Cenk,Hakan Arıkan'da olmayan kaleci şansı Cenk'te kat be kat var. 
Necip ayaklarının yavaş olduğunu kabullenip,rakipten olmayacak yerde top çalmaya çalışmaktan vazgeçmeli.Bu tür girişimlerin çoğunun faulle sonuçlandığını görmeli.Bunun yerine daha akıllı olup alan kaplar vaziyette pozisyon almalı.
İsmail bir maçta hata yapar Tanju badem gözlü olur niye oynatılmıyor naraları atılır.Tanju bu gece oynar bir hata yapar bu sefer İsmail badem gözlü olur.Bu takımın sol beki tartışmasız şekilde İsmail'dir.

Sonuç;
..Beşiktaş bu dizilişle Dinamo Kiew karşısına çıkarsa kendi evinde yenilir.
  Takımın ana gövdesinden kopuk vaziyette hareket eden forvet üçlüsünün yarattığı defansif zaafiyet Kiew karşısında hortlarsa yenilgi farklı da olabilir.

  Bence Aurelio-Ernst defans önünde çift çıpa oynamalı.Fernandes en azından 18 kişilik kadroda yer almalı. 

29 Ekim 2011 Cumartesi

HaftaSonu Maçlar



29 Ekim Cumartesi
13:30 Boluspor - Kayseri Erciyesspor (TRT 6)
14:00 Everton - Manchester United (Ligtv 3)
14:45 Chelsea - Arsenal (Ligtv 2)
15:00 Antalyaspor - Orduspor (Ligtv)
16:00 Karşıyaka - Kartalspor (TRT Anadolu)

16:30 Bayern Münih - Nürnberg (TRT Haber)
17:00 Manchester City - Wolves (Ligtv 2)
19:00 Roma - AC Milan (maç yayını yok)
19:00 Sakaryaspor - Denizlispor (TRT 3)
19:00 Gaziantepspor - Trabzonspor (Ligtv)
19:00 Eskişehirspor - Samsunspor (Ligtv 2)
19:00 Valencia - Getafe (NTV Spor)
19:30 West Bromwich - Liverpool (Ligtv 3)

21:00 Barcelona - Mallorca (NTV Spor)
21:45 Inter - Juventus (
İctimai TV)
23:00 Real Sociedad - Real Madrid (NTV Spor)
23:00 Santos - Atletico Paranaense (Ligtv 3)

30 Ekim Pazar
13:30 Çaykur Rizespor - Konyaspor (TRT 3)
13:30 Akhisar Bld - Kasımpaşa (TRT Anadolu)
15:00 Bursaspor - Manisaspor (Ligtv 2)
16:00 Kayserispor - Galatasaray (Ligtv)
16:30 Köln - Augsburg (TRT Haber)
18:00 Tottenham - QPR (Ligtv 3)
19:00 Adanaspor - Göztepe (TRT 3)
19:00 Ankaragücü - Büyükşehir Bld (Ligtv 2)

19:00 Beşiktaş - Sivasspor (Ligtv)
20:00 Vasco Da Gama - Sao Paolo (Ligtv 3)
21:00 Atletico Madrid - Zaragoza (NTV Spor)
23:00 Malaga - Espanyol (NTV Spor)


31 Ekim Pazartesi
20:00 Mersin İdman Yurdu - Gençlerbirliği (Ligtv 2)
20:00 Fenerbahçe - Karabükspor (Ligtv)



Tribündergi.com


Edit:Serie A maçları İctimai TV'den takip edebilirsiniz.

28 Ekim 2011 Cuma

Beşiktaş:2 - Fenerbahçe:2


Malum sebeplerin bizleri keyifsiz kıldığı bu günlerde,maç saatini heyecanla beklemediğimiz bir derby'i geride bıraktık.

Rüştü,Toraman,Ekrem,Fernandes ve Guti'nin kadro da olmadığı gece de,Beşiktaş fanatikleri ve rakip takımın Hocası Aykut Kocaman ilk on biri kolaylıkla tahmin edebiliyordu.

Bu gece CarvalhaL;

Mersinspor maçını kazanan ilk on birini Necip dışında bozmayıp aynen sahaya sürdü.

Mersin'de ilk kez uygulattığı doğru düzen 4-2-3-1'ten vazgeçip,4-3-3 sapkınlığına geri döndü.

Carlos hoca'nın bizim takıma uymayan 4-3-3 sapkınlığının kötü sonuçlarına maç içi örnekler;

Tek defansif orta saha Aurelio'nun önünde oynayan Veli ve Ernst hattı Fenerli oyuncuların tek paslarıyla geçilip,Fenerliler tarafından etkisiz kılındı.Ernst ve Veli'nin arkasında topla buluşan zeki Alex,Aurelio ile hep baş başa kaldı.

Bu orta üçlü,maç içinde orta sahanın defans güvenliği bir türlü sağlayamadı.

Dahası bize uymayan 4-3-3 özellikle sağ bek bölgemizde Hilbert'i savunmasız bırakıp Fener gollerine davetiye çıkardı.

28.dakika'da Caner'in ceza sahamız yayının hemen önünden çektiği şutta Ernst,Veli,Aurelio defans içine gömülmüş halde idi.

31.dakika'da Hilbert'in önünde ki vurdumduymaz Q7'nin alanını kapatmak amacıyla sağa kayan Ernst'in boşalttığı alanda Mehmet Topuz tek pasla Alex'i gol pozisyonuna soktu,Alex golünü attı ama ofsayttı.

34.dakika'da bek bölgesinde yalnızları oynayan Hilbert'in bacak arasından topu geçirip ceza sahamıza pas atan Caner az daha Gökhan Gönül'e golünü attırıyordu.Neyse ki Egemen topu çizgiden çıkardı.

40.dakika'da Ernst-Veli ikilisinin arkasına sarkan zeki Alex  Aurelio önünde olduğu halde,Aurelio'Yu etkisiz bırakan tek pasıyla Bienvenu'yu Cenk'le karşı karşıya bırakan pozisyonu hazırladı.

42.dakika'da Gökhan Gönül sağ bek bölgemizde Ernst-İsmail sıkıştırmasından topu kaçırıp yay civarından kaleyi yoklayan şutunu çektiğinde,o bölgede bizden kimsecikler yoktu.

45.dakika'da Alex'in altı pastan yaptığı gol vuruşu Sivok'tan döndüğünde artık işin boku çıkmıştı.

60.dakika'da Alex'in golünde Caner şutu çekerken,Q7'nin öne çıkıp Caner'e yardımcı oluşu Hilbert'in o kalabalık içindeyken bile yalnızlığını gözlerine seren apaçık bir delildir.  

Sağ Bek bölgemizin defansif zaafını belleyen Fener buradan Caner'le nasiplenirken,Aykut Kocaman imdadımıza yetişir.64.dakika'da Caner'i kenara alıp Stoch'u oyuna sürer.

Aykut Hoca'nın bu değişikliği anlayan beri gelsin.

Maç boyu kangren haline gelen sağ bek bölgesinin defansif zaafını görmezden gelen CarvalhaL'ı zaten anlayan yoktur.

devam edelim....

79.dakika'da oyuna Bienvenu'nün yerine giren Semih soldan gelen pası kafasıyla indirip,tek pasla demarke vaziyette koşan Alex'i gol pozisyonuna sokar.Cenk'le baş başa kalan Alex mutlak golü atamaz.

Bu pozisyonda nerededir bizim defansif orta sahanın yılmaz savaşçıları...Halbuki 73.dakika'da Necip yorulan Veli'nin yerine oyundadır. 

90.dakika'da sağ bek bölgemizden bir kere daha gelen Stoch'un ortasına Özer golü atamaz. 

anlattığımız tüm bu pozisyonların öğretileri;
Oynayamadığımız hastalıklı 4-3-3'ün başımıza açtığı dertler.
Alan parselleyemeyen takımımızın,hastalıklı defans kurgusu..
Ceza sahamız içine gömülme durumunda kalan bir Beşiktaş..
90 dakika boyunca defans konsantrasyonunun sağlamada ki zorlukla Dinamo Kiew ve Fener maçlarında yenilen komik goller.
Carvalhal'ın bu hastalığa bir türlü çözüm üretememesi..

Benim çözümüm şöyle bir formasyon;Q7'yi tamamiyle defans kurgusu dışında tutarak ilk hamleyi yapardım.Q7'yi sağ kanattan Santrafor arkası bölgeye çekerek ona rakip kaleye gidecek istediği serbestliği verirdim.Bunu gerçekleştirmek içinde formasyonu tabi ki 4-2-3-1'e döndürürdüm.
orta saha ve forvette şöyle bir diziliş ortaya çıkardı;
...............Ernst-Aurelio
Sağ Açık Hilbert-Sol Açık Simao 
..önlerinde Alex gibi serbest Q7
 ..........Tek Santrafor Almeida
Bu formasyonda sağ bek bölgesi sorununu Tanju'yla kapatmayı denerdim.
Tabi Fernandes,Guti ıskartaya çıkardı :) 

Ya da başka bir çözüm Q7'yi Messi gibi Santrafor bölgesine sürer..
Orta sahayı'da Hilbert,Ernst,Aurelio,Fernandes,Simao beşlisiyle kurardım..
Bu seferde Almeida ıskartaya çıkardı..

Ya da İskender'in Gordion düğümü çözümü Q7'yi en kısa yoldan satmaya bakardım :)

Peki,Beşiktaş hücumda ne yaptı ? Yenilen goller :( Maçın bir başka kısa özeti.

Maç başladı sonra durdu :) Deniz tarafında ki müze kapısını kırıp,stadın içine giren at hırsızı kılıklı çapulcuların sanki matah bir bok yemişcesine yaptıkları hareketler sakin Beşiktaş seyircisini anında çıldırttı.

Fenerbahçe taraftarı kadar sığır,mal,montofon,hastalık derecesinde kibirli bir topluluk dünya üzerinde yoktur.

Zürriyet'te bu salakça hareketi internet sitesinden ateşin üstüne benzin dökercesine Fener taraftarı İnönü'yü bastı diye manşet etmış.

Orgazm zorluğu yaşayan Ercan vAatçi türü hareketler bunlar.

Neyse bu pis gelişmeyi Simao'nun 12.dakikada ki harika golü örttü.
Ernst'in presle kazandığı topu Mustafa Simao'ya çıkardı.Simao'da topu 90'na asıp Volkan'ı bunalıma soktu.
Golün gelişimine bakarak şunları söyleyebiliriz.
Yakın zamanda CarvalhaL'ın yüzüne bakmadığı Ernst sahada olmasaydı bu gol olur muydu ?
Ya da hareketli Pektemek yerine Petrol tankeri Edu sahada olsaydı bu gol olur muydu ?
Simao'nun çevresinde çalışan asker karıncalar olmasaydı bu gol olur muydu ?
Sonra millet Simao kötü diye yorum yapıyor.
Biz çoğu kez Simao'nun kötülüğünü CarvalhaL'ın sistemsizliğine bağladık.
Görüneni değil sebebi söyledik.
GOLLLLLLLLLLLL (1-0)

13.dakika'da Q7 Caner'i arkadan hareketle yere indirir ve gereksiz bir sarı kart görür.
Takımın kaptanı,arkası dönük rakibine,kalesinden uzak bir mesafede,atılan golün hemen ardından,sarı kartlık bir hareket yapıyor.Aymazlık mı dersiniz vurdumduymazlık mı ? 
Golün sevincini yaşayamadan çıldırdım.

bir ara demoralize olan Fener karşısında hareketli oyuncularımız 30'un üstünde pas yaptık. 

Daha sonra Beşiktaş oyunu kendi yarı sahasında değil kendi ceza sahasında kabul etmeye başladı.
Oyunun kontrolünü ele geçiren fener ayağa paslarla Beşiktaş kalesine bilinçli ataklar yaptı.

34.dakika'da geliştirdiğimiz kontra atakta kimin nereye koştuğu belli değildi.Atağımız Pektemek'in Volkan'da kalan cılız şutuyla sona erdi.

II.yarıya hızlı başlayan taraf  Beşiktaş'tı..Oyuna hakim olduğumuz anlarda skoru artırıp Fenev'i nakavt etmeyi amaçladıksa da başaramadık.

50.dakika'da,Q7'nin sağ açık bölgesinden,sıfıra inip rakibin içinden geçtiği atakta,Mustafa Pektemek önünde kalan topu direğe nişanlayıp golü atamaz.Ardından Veli'nin ortasına Simao golü atar fakat pozisyon ofsayttır.

Akabinde Simao'nun tek pasına geç hareketlenen Mustafa öne çıkan Volkan'ın üzerinden topa ayağını koyup golü yapamaz.

Hakem pozisyonun ardından oyunu durdurup topu elle kesmeye çalışan Bekir'e sarı kart gösterip Beşiktaş lehine de serbest atış kararını verir.

57.dakika'da orta saha da yapılan paslaşmaların ardından Simao'nun beklenmedik şutundan da gol çıkmaz.

60.dakika'da Fenev'in beklenmedik golü gelir. (1-1) Gol Alex
De marke Alex,hep de marke kalmayı başaran Alex...Bundesliga'da tempo yüksekliğinden top oynamayacak Alex bizim yavan süper Lig temposunda hep yıldızlaşır.
Alex bataklığını aşamayan bir Türk fitbolu.

62.dakika'da Mustafa'nın yerine Almeida oyuna dahil olur.

Golden sonra sahada etkisini artıran bir Beşiktaş görmeye başlarız.
Bu anlarda Q7'nin ciddiyet değişimine dikkat ! 

64.dakika'da Veli'nin pasıyla sol açıktan fenev ceza sahasına giren Q7'nin vuruşu Volkan'da kalır.

68.dakika'da Almeida çaprazdan fantastik gol girişiminde bulunur.

72.dakika'da orta yuvarlakta topla buluşan Ernst sol açıkta demarke vaziyette bekleyen Q7'ye topu havadan aktarır.Bekir'le başbaşa kalan Q7'nin ortasına Almeida arka direkte topu kafayla ağlara yollar.
(2-1) GOLLLLLL  
Alın size Q7 :)  satsan satılmaz atsan atılmaz.

II.yarı iyi oynuyorduk fakat 2-1'den sonra bile galibiyete inanmıyordum.

73.dakika'da Veli'nin yerine Necip oyuna dahil olur.

78.dakika'da Q7 sağ açıktan fenev ceza sahasına dalar boş durumdaki Ernst'e pas vermek yerine rakip kaleye sert bir şut çeker.Q7'nin önde olduğumuz anlarda eski vurdumduymazlığına geri dönmüştür.

Aynı dakikada Necip'in şutu rakibine çarpıp dışarı çıkar.

Bu anlarda oyundan düşmeye başlayan Fenev maçtan umudunu kesmiştir.Fenev'e gol şansını gene bizimkiler verecektir.  

Dakika 88.bizim kaleye 29 metre 70 santim uzaklıkta Emre Belezoğlu topla cepheden kalemize gelmek ister fakat karşısında Necip'i görünce pısar ve gerisin geriye döner.Necip'in iki üç metre uzağında da Ernst'le Aurelio vardır.Necip arkası dönük vaziyette olan Emre'ye gereksiz bir faul yapar.
Bu faulün sebebi Necip'İn yavaş ayaklarıdır.
Topun başına geçen Baroni'ye karşı bir diğer çömez Cenk iki kişilik baraj yaptırır.
Baroni'de Barajın olduğu köşeye sert vuruşla golü yapar.
Tamamiyle acemi işi gol. 
(2-2) Gol :( 

Maçı kaybetmeyi kabullenmiş Fenev'e verilen armağan gol.Bu golden sonra canlanan Fenev 90.dakika'da
Özer'in ayağından galibiyet golünü kaçırır.

Oyuncularımızın performansları;
Maçın adamı yok.
Her oyuncumuz yarım yamalak top oynadığı için maçın adamı yok.
Ulen bir büyük maçı da biriniz iyi oynayıp alın bea !
Simao buçuk topçuların arasından sıyrılıp takım için özellikle hücumda her topu olumlu kullanmaya çalıştı.
Ernst maç temposunu bulması biraz daha zaman alacak.
İsmail defansta Fenev onun bölgesini pek kullanmadığından pek zorlanmadı fakat ofansta hiç görünmedi.
Hilbert adamım..Q7'yi sırtında taşıdı.Zickler-Caner ikilisi karşısında direnmeye çalıştı.
Sivok-Egemen..Beşiktaş defans kurgusunda ki bozukluğa rağmen neden mi az gol yiyiyor işte bu ikili yüzünden.
Mustafa son hareketleri nefes değil kas güçsüzlüğünden dolayı yapamıyor.Takıma kattığı hareket sevindirici.
Veli bugün çok koştu fakat ortalarda hiç görünmedi.
Almeida bu takımın Santrafor sıfatlı tek adamı.
Cenk oğlum bir kaleci asla işini şansa bırakmaz.Capiş ?
Necip ayaklarını hızlandırman lazım ya da kendine göre oynaman lazım.
Q7'yi takımın maçın en kötü oyuncusu olduğu için sona sakladım.Sevsinler senin asistini.

Sonuç;
...Yanlamasına pas yapan,oyunu hakimiyeti altında tutar görünen Fenev'e karşı istediği zaman rakibini delen bir Beşiktaş izledik.
İzledikte biraz ayağa top yapıp oyunu dinlendirmek nerede hani ?
Fernandes-Guti kadroda olup skor 2-1 iken oyuna dahil olsaydı biz bugün galip gelirdik.

...CarvalhaL'la bu takım gelişme kaydedemiyor.
   En acı gerçek bu.

...Fenev 1 puanı koparınca günün sevinen adamı Rıdvan Dilmen oldu :)
Yok futbolcular centilmenmiş,hakem şahaneymiş,ortam güzelmiş,CarvalhaL bey efendiymiş.
Kardeşlerim sakın bu Rıdvan'ın hallerine kanmayın bu Fenerliler'in alayı ikiyüzlüdür.
Fenev yenilseydi o zaman gerçek Rıdvan'ı görecektik.
Onlara kanmayın,unutmayın onlar bizim hasımlarımız :)

21 Ekim 2011 Cuma

HaftaSonu Maçlar



22 Ekim Cumartesi
13:30 Kartalspor - Denizlispor /TRT 3
14:45 Wolves - Swansea City /Lig TV 2
15:00 Eskişehirspor - Manisa /Lig TV
16:30 B. Dortmund - Köln /TRT Haber
17:00 Bolton - Sunderland /Lig TV 2
19:00 Göztepe - Gaziantep BŞB/TRT 3
19:00 Bursaspor - Trabzonspor /Lig TV
19:00 Karabükspor - İstanbul BŞB /Lig TV 2
19:30 Liverpool - Norwich City /Lig TV 3
19:30 Hamburg - Wolfsburg /TRT HD
21:00 Malaga - Real Madrid /NTV Spor
23:00 Barcelona - Sevilla /NTV Spor
23:00 Fluminense - A. Mineiro /Lig TV 2


23 Ekim Pazar
13:00 Real Betis - Rayo Vallecano /NTV Spor
13:30 Adanaspor - Sakaryaspor /TRT 1
15:00 Ankaragücü - Orduspor /Lig TV 2
15:00 Kayserispor - Sivasspor /Lig TV
15:30 Man. United - Man. City /Lig TV 3
16:00 Konyaspor - Karşıyaka /TRT 3
16:30 Leverkusen - Schalke 04 /TRT Haber
18:00 QPR - Chelsea /Lig TV 3
18:30 Hannover 96 - Bayern Münih /TRT HD
19:00 Bucaspor - Çaykur Rize /TRT 3
19:00 Gaziantepspor - Gençlerbirliği /Lig TV 2
19:00 Fenerbahçe - Samsunspor /Lig TV
19:00 Atletico Madrid - Mallorca /NTV Spor
21:00 Internacional - Corinthians /Lig TV 3
23:00 Villarreal - Levante /NTV Spor

24 Ekim Pazartesi
20:00 Mersin İY - Beşiktaş /Lig TV

Dinamo Kiew:1 - Beşiktaş:0


Kiew'de o kadar kötü fitbol oynadık ki,90+4'de yediğimiz golle giden 1 puana dahi üzülemedik.

İlk ve SON kollektif atağını maçın 58.dakikasında,Q7'nin nasıl olduysa verdiği ara pasla Hilbert'le geliştiren bir Beşiktaş'tan bahsediyoruz.

Bunun dışında Beşiktaş adına anlatılacak bir hücum organizasyonu YOK.  

ELLİ Yıldır kendi ekolünü ısrarla sahaya yansıtan,fevkalade kollektif top oynayan Dinamo Kiew bu gece maçı hak eden taraftı.

Beşiktaş'ın Dinamo Kiew karşısında fark yememesinin yegane sebebi Dinamo Kiew'li oyuncuların son vuruşlarda ki beceri yoksunluğudur.

Altıncı vites süratiyle top oynayan Dinamo Kiew'i durdurmaya,Necip-Aurelio ve Ernst'ten kurulu,kağıt üstünde sağlam savaşkan görülen,orta üçlü bile kAr etmedi.

Dinamo'lular bilhassa beklerimizin yalnızları oynamasından faydalanarak,sağdan-soldan defansımızı maçın ilk dakikalarından itibaren hırpalamasını CarvalhaL turist gibi izledi.  

Sahadaki kötü vaziyetin temel nedeni CarvalhaL'ın 4-3-3 sapkınlığıdır.

CarvalhaL'ın hücum planı sanırım gol atmamak üzerine kuruluydu.

En uçta,sprinter Dinamo defansı arasında kalan,tek başına çabalayan ama koşamayan DObi EDu,

EDU'nun sağında kafasına göre takılan artiz Q7,  

Edu'nun solunda çok çabalar gözüken,İsmail ve orta saha elemanlarından yardım alamadığından durmaksızın top ezen Simao...

Bu birbirinden kopuk forvet üçlüsüne,hücumda Defans ve Orta saha blogları da destek vermez ise bu takım gol pozisyonuna girebilir mi ?

Siz hiç rakip ceza sahasına uzak oynayan bir Xavi,İniesta gördünüz mü? 

Top rakipteyken bizim takım topun arkasında dizilmiş sözde defans yapıyor :)

Görüntü böyle olsa da sonuç bambaşka.

Alan paylaşamayan fitbolcularımız takım savunmasını her daim zaafiyete uğratıyorlar.

Misal;Q7'nin gölge savunmasını geçen Dinamo'lular sağ bek bölgesinde zavallı Hilbert'i hep tek başına yakaladılar.

Hilbert'in bek bölgesinde yalnız kalmasında,ona yakın oynayan Necip'in 4-3-3 sistemsizliğinden ötürü önde kalmasının da etkisi var.

Oysa sistem 4-2-3-1 olsa böyle mi olurdu ?

Misal;Top Q7'nin gölge savunmasını geçtiğinde,defans önünde ki çift defansif orta sahadan bir tanesi sağ bek bölgesine kayar,Hilbert'in önünü rahatça kapatır,Dinamo'nun bek bölgemizden etkili olmasını önlerdi.

İlk Onbir;

Toraman ve Guti'nin sakatlıkları CarvalhaL'ın İlk Onbir tercihlerinde fanteziye kaçmasını önledi.
Stoke deplasmanında Hilbert'i hatırlayan CarvalhaL,Dinamo deplasmanında Ernst'i hatırladı.

Maçtan önce Holosko mu Edu mu derseniz ? Cevabım iki ucu boklu değnek olurdu.
Edu top tutar,Holosko tutamaz.
Holosko rakip defansı deparlarıyla zorlar,Edu yapamaz.
İkisinin ortası bir Santrafor kadromuzda maalesef yok.  

Bunun dışında belki Fernandes'le orta sahada daha fazla top tutmak amaçlanabilirdi.

Maçın önemli anları;

10.dakika'da Gusyev Cenk'le başbaşa kalır :) Gusyev % 75'lik golü atamaz.

18.dakika'da Aurelio'nun 35.mt'den anlamsız şutunu izleriz.

22.dakika'da Yarmalenko Cenk'le başbaşa kalır :) Yarmalenko'nun vuruşu direkten dışarı çıkar.

25.dakika'da Simao'nun pasıyla Edu'nun rakip defans arkasına bir deparı var ki akıllara zarar :)Fitbolu katleden fitbolcu çok izledikte,Depar'ı katleden fitbolcu ilk kez izliyorum.

27.dakika'da Milevski,altıpastan golü yapamaz.Milevski'nin vuruşunda top Sivok'tan döner.

30.dakika'da gene Milevski bu sefer altı pastan topu boş kaleye gol yapamaz.

33.dakika'da kullandığımız serbest vuruş rakip kaleciden döner,Edu dönen topu kaleciye nişanlar.

40.dakika'da orta sahada topu kapan Hilbert topu derinlemesine rakip defans arkasına atar.Topu alan Edu rakip ceza sahasına girer,ağırlığından ötürü şutunu çekemeden topu kaptırır.

58.dakika'da Q7 sağ açık bölgesinden Hilbert'i kaçırır,sıfıra inen Hilbert topu cezsahası içinde ki Ernst'e çıkarır.Ernst'in vuruşu kaleyi bulmaz.

59.dakika'da Yarmelenko'nun bizim sağ bek ortasından yaptığı ortaya Dinamo'nun siyahi fitbolcusu İdeye golü yapamaz.Bal Anı :)

65.dakika'da Yarmelenko gene aynı kanattan ortalar bu kez kafayı vuran Sheva'dır .

89.dakika'da rakip fitbolcunun altı pasta yaptığı gol vuruşunu Egemen taşaklarını siper ederek önler.Yerde kalan Egemen kısa süreliğine oyun dışına çıkar.

92.dakika'da oyuna sonradan giren Aliev'in ceza sahası içinden yaptığı vuruş üstten auta çıkar.% 99'luk bir gol pozisyonu daha.

Dakika 90.hakem üç dakikalık uzatma gösterir.Uyanık Carvalha bu üç dakika'yı yemek için oyuncu değişikliğine gider.Veli oyuna girerken Q7 oyun dışına çıkar.

Hakem bu oyuncu değişikliğini maçın sonuna bir dakika ekleyerek yansıtır.

94.dakika'da CarvalhaL'ın katkılarıyla,Dinamo'lu Garmish'in nefis golüyle hak etmediğimiz bir puanı da Kiew'de bırakırız.

Kiew'in gole kadar girdiği net gol pozisyonu sayısı altıdır.
Meraklılar Kiew gol pozisyonuna girerken Ernst ve Necip nerede diye bir bakarsa,CarvalhaL'ın sistemsizliğini daha net görebilir.

Oyuncularımızın performansları;
En iyi oyuncumuz Aurelio, 
Diğer iyiler Sivok ve Egemen..  
Q7 Schuster'in gitmeye yakın günlerindeki performansıyla oynuyor.İyicene saldı kendini.
Cenk bu gece ballıydı.
İsmail bir iki maç oynamayınca performanstan düşüyor.
Hilbert hep yalnızları oynadı.
Simao CarvalhaL'ın sistemsizliğinin kurbanı.
Edu son dakika Mendes kazığı.
Necip alan kaplayamıyor.
Ernst çoktandır oynamamasından dolayı eski temposundan uzak.

Sonuç;
Kendisini yardımcı teknik direktör olarak gören CarvalhaL istifa etmeyecek.
Büyük ihtimal kötü sonuçların devamında Başgan Carvalhal'ı göndermek zorunda kalacak.
4-3-3 sistemsizliği bir yana koyarsak,bu takım ruhunu kaybetmiş.
Acil müdahale şart !

18 Ekim 2011 Salı

Anket:Dinamo Kiew Maçı ?



Carvalha Kalmalı !

Geçtiğimiz Ağustos ayı ortaları...

Adi basınımızın şike davasını vıcık vıcık sulandırdığı günler...

Tayfur Havutçu Beşiktaş camiasının beklemediği şekilde mapushane damına düşmüştür.

Başgan,Koch'la yola devam etmek istenmiş,

Koch'un taviz vermeyen Alaman mantalitesiyle,jan jan'lı Portekizliler'imizin ehl-i keyf kafası uyuşmayınca,

Başgan,cici Portekizliler'in mutsuzluğuna dayanamayarak kankisi Mendes'den bir Hoca istemiş,

Carvalha'da ani bir hareketle Tayfur Hoca'nın yardımcısı sıfatıyla Beşiktaş'ın Hocalığına getirilmiş.

Bu gelişmenin ardından şike davasıyla bunalmış Beşiktaş camia'sın dan Carvalha'ya karşı tek çatlak ses gelmemiş.

Camia'da herkes şike davasında üst mahkemeye yapılacak itirazın ardından,Tayfur hoca'nın salıverileceğini ve tekrardan takımın başına geçeceğini düşünüyordu.

Ancak gelişmeler hiç de beklenildiği gibi olmamış,delilleri yeniden bakan üst mahkeme Tayfur Havutçu'nun tutukluluğunun devamına karar vermiş.

Sonuçta gökten Mendes zembiliyle inen Carlos Hoca Beşiktaş'ın asil Hoca'sı oluvermiş.

Bunları bazıları yakın geçmişi çabucak unuttuğundan yeniden anlattım.

Demem o ki;Carlos Hoca beklenmedik gelişmelerin sonucunda Beşiktaş'ın Hoca'sı olmuştur.

Carlos'un Fanatik gazetesinde yayımlanan ilk beyanatı ''Beşiktaş'a 4-3-3 oynatacağım''...

Hoppala !

Hoca önce bir hazırlık maçı yapıp takımı tanısaydın bari :)

Bu beyanat üzerine 16 Ağustos'ta Carlos'un Hoca'yı eleştirdiğim şu satırları blogta yazmışım;

Guti'yle 4-3-3 oynatacak bize :) Real Madrid'de Guti Orta sahada oynuyormuş :)
İyi de Hoca ! Guti o zamanlar gençti bea.Küçük bir ayrıntı ama dahi olan sensin..

Oynat Hoca oynat heyecanlı olur.

Hoca,sen geçen sezon ki Belediye Beşiktaş maçını seyretmedin sanırım...

İşkoliksin ya o babtan.

O maçı seyredip'te Guti'yle 4-3-3 düşünüyorsan vay halimize...


Tarih 30 Ocak 2011 İstanbul Belediyespor'a 1-2 yenildiğimiz meşhur maç.

Schuster'in sistemsizliği 4-3-3...Orta saha Aurelio,Simao,Guti :)

Aurelio'nun kırmızı kartıyla On kişi kalan bir Beşiktaş,bu durumda dahi Ernst'i düşünmeyen bir Schuster.

Fernandes 10 kişi kalan Beşiktaş'ta Nobre'nin yerine sonradan oyuna dahil olacak.Sonuç sonun başlangıcı.

Tarih (3 gün öncesi) 15 Ekim Şeref Bey'de Kayserispor maçı..

Haber1903'te Manşet Guti Kadro'da,İkinci Manşet Guti ilk Onbir'de...

Allah dedim,

Orta üçlü Guti-Aurelio-Fernandes,

Schuster'in Belediyespor kadrosu :)


Dersine iyi çalışmayan Carlos'un ezber 4-3-3 kadrosu..Sonucu boşverin oyun tam bir facia idi...

Eğitim Bilimcisi meşhur bilim adamı Piaget'in zeka tanımı;zeka çevreye uyum sağlayabilme yeteneğidir. 

Carlos Hoca cebinde 4-3-3'le Avrupalar'dan çıkıp geliyorsun,geçmişte Beşiktaş'ın oynadığı maçları izlemeden (izlediysen durum daha vahim) yani çevre koşullarını hesaba katmadan ezbere bir kadroyla sene başından bu yana takımını sahaya sürüyorsun takım yenilince de üzülüyorsun.

Kayseri maçının devre arası takıma oyunu daha dar oynayalım diye taktik vermişsin de seni takan yok.

VE sen hala seni takmayan oyuncularla yola devam etmek istiyorsun..

Hilbert'e,Ernst'e hatta giden Fink'e sen taktik verecen de onlar uymayacak ha ! Ölümüne uyarlardı.

Carlos Hoca !

Zamanında bu ülkeye,İspanya'yı Avrupa şampiyonu yapan Aragones Fener'e gelmiş Alex'i,orta sahaya çekip 4-4-2 denemişti.Sonuç tam bir facia olmuştu.Tek defansif orta saha yanında Alex :) Tigana taktiği...

Senden çok önce Rico paşa'lı,Kleberson'lu,Delgado'lu orta saha denemelerine girişen ve her Fenev maçında Aurelio-Selçuk ikilisine karşı ısrarla tek defansif orta saha Serdar Kurtuluş'u süren ve her Fener maçını kaybeden inatçı Tigana'nın Beşiktaş'ını izlemiştik.     

Senden çok çok önce iki hazırlık maçında 4-4-1-1'i deneyen takımın aldığı farklı mağlubiyetlerden sonra bu oyun sisteminin takımına uymayacağını düşünen çağdaş 4-4-2'ye yakın,bir değişik 3-6-1'i Beşiktaş' monte edip Chelsea'i deplasmanda deviren bir Lucescu gördük...

Çünkü Piaget'in dediği gibi zeka çevreye uyum sağlama yeteneğidir.

Çevre şartlarını görmeyip,çevreye uyum sağlayamayan organizmalar başarısız olur.  

Tigana,Aragones,Skibbe,Rijkaart, örneklerinde olduğu gibi.

Son söz;
Mesele Carlos Hoca kalmalı,gitmeliyi çoktan aştı ! 
Bana göre Carlos Hoca çoktan gitti,şimdilerde biz sadece onun sönmüş siluetini görüyoruz.
Bu zihniyette devam eden bir Hoca'nın başarısız olması kaçınılmazdır...

Ulen insan eski maçlardan hiç ders almaz mı ? En basitinden,deneme-yanılma diye bir öğrenme metodu var.

Ben diyorum ki acaba Dinamo ve Fenev maçlarına başka bir Hoca'yla mı çıksaydık.

Ziya Hoca mesela.

Korkum farklı Dinamo mağlubiyetleriyle takımın güvenini iyicene kaybetmesi.

Ha sanki Başgan Hoca değişikliğinde doğru Hoca'yı bulup getirecek.

Biz de laf olsun diye yazıyoruz zaten :)

Not;tüm suç Başganda diyenlere :) biliyoruz herhalde ancak bu yazının konusu farklı.

17 Ekim 2011 Pazartesi

Hafta İçi Maçlar

18 Ekim Salı
19:00 CSKA Moskova - Trabzonspor (Star)
21:45 Lille - Inter (Star)
21:45 Real Madrid - Olympic Lyon (Euro Futbol)
21:45 Napoli - Bayern Münih (Smart 3D)

19 Ekim Çarşamba
13:30 İstanbul Güngörenspor - Kayseri Erciyesspor (TRT 6)
17:00 Gaziantep Büüykşehir Belediyespor - Adanaspor (TRT 6)
20:00 Denizlispor - Konyaspor (TRT 3)
21:45 Barcelona - Viktoria Plzen (Euro Futbol)
21:45 Marsilya - Arsenal (Smart 3D)

20 Ekim Perşembe
13:30 Boluspor - Elazığspor (TRT 6)
20:00 Udinese - Atletico Madrid (Euro Futbol)
20:00 Sturm Graz - Anderlecht (Smart 3D)
20:00 Çaykur Rizespor - TKİ Tavşanlı Linyitspor (TRT 3)
22:05 Dinamo Kiev - Beşiktaş (Star)
22:05 Stoke City - Maccabi Tel Aviv (Euro Futbol)
22:05 Tottenham - Rubin Kazan (Smart 3D)



Tribündergi.com

Captain America:The First Revenge (2011)

2011 ABD yapımı,bilim kurgu türü çocuk filmi.

Film Kaptan Amerika serisinin başlangıç filmi olduğundan doğal olarak,hikayenin başlangıcını Kaptan Amerika'nın ortaya çıkışını anlatıyor.

Konusu;

II.Dünya savaşı yılları...

Steve Rogers orduya katılmak için,elli kere askerlik şubesine gönüllü başvuran her seferinde ret edilen zayıf çelimsiz bir Brooklyn'li..

Sonra bir gün,

Alaman bir bilim adamı Rogers'ın insani güzelliğini keşfeder.

Bu bilim adamının gerçekleştirdiği deneyden sonra Steve Rogers kaslı bir süper kahramana dönüşür.

Kahramanımızın hedefi dünyayı ele geçirme planı yapan kötü adam Red Scull'u durdurmaktır.
(Red Scull bildiğiniz ajan Smith)

Devamında birbirinden kopuk anlamsız sahneler,ormanların içinde elinde kalkanıyla oradan oraya koşan bir süper kahraman..

125 dakika bu filme katlanmayı göze alıyorsanız izlemeyi bir deneyin.

Filme benden 10 üzerinden 4....

Size önermeyeceğim bir diğer film ise,komedi filmi olduğunu iddiasıyla vizyona giren ama  bende gülümseme bile yaratamayan Horrible Bosses...

Orada burada,neden ısrarla tavsiye edildiğini bir türlü anlayamadığım,korkunç kötü bir film.

15 Ekim 2011 Cumartesi

Beşiktaş:0 - Kayserispor:2



Carvalha ! 

Ne halt ettiğini bilmeyen başgan Tüpgaz,Mendes'e teslim olup seni bir şekilde Beşiktaş teknik direktörlüğüne getirmiş..

Ancak ne olursa olsun bir insanın kendini bilmesi lazım.

Beşiktaş teknik direktörlüğü sana iki numara büyük geliyor.

Schuster geldi buraya,bir şeyler denedi,baktı işi beceremiyor daha fazla ısrar etmeden gerisin geriye İspanya'sı na geri döndü.

Senden de en kısa sürede aynı hareketi bekliyorum.

Sana tavsiye üstüne büyük gelen formayı daha geç olmadan çıkar !

Bu gece Carlos Hoca'nın Kayserispor'u iyi analiz ettiğini,saftirik iki üç blogçu dışında kimse savunamaz.  

Sağ Bek Toraman sorununu defalarca yazdık.

Hatta sağ bek Toraman hamlesini savunanların fitbolu yorumlamayı bırakmalarını söyleyecek kadar ileri gittik.

Sonuç ligin en iyi kanat adamlarından Amrabat karşısında bu gece sağ bek'te Toraman sol bek Ekrem forma aldı :)

Maça Sol açıkta başlayan Amrabat önce Ekrem'le dalgasını geçti,işin acı tarafı Ekrem'in bu durumdan en ufak utancı yoktu.

İlk yarının devamında Sağ Açığa geçen Amrabat bu bölgede Toraman'la boğuşmaya başladı.

İlk anlarda Toraman Amrabat'ı güreşçi usullerle durdur ise de,ikinci yarının başlamasıyla Toraman Amrabat karşısında dağıldı.

Nitekim yediğimiz ilk gol bu şekilde geldi.

Stoke deplasmanında iyi top oynayan sağ bek'in asil adamı Hilbert'in yedek klubesinde bile olmaması,Kaptan Toraman'ın sağ bekliğe soyundurulması nasıl açıklanabilir ?

Kayserispor'un hızlı adamları karşısında Sivok'u mu tercih edersiniz yoksa Sidnei mi :)
 
Sistem değil sistemsizlik ? sahada ne halt yediğimiz gene belli değildi.

Defalarca yazdık bu takım sahaya hatlar kopuk ve yayık yayılıyor diye..

Bu yayık dağılım yetmezmiş gibi bu gece hatalı Guti tercihiyle orta sahanın yükü bir kat daha artırıldı.

Simao,Q7,Guti savunmadayken etksizleşen elemanlar,Edu orta sahadan kopuk sarkık santrafor...hepsi bir arada olunca tüm yük orta sahada Fenandes ve Aurelio'nun üzerine bindi.

Bu ikili bu yükü doğal olarak kaldıramayınca Kayserispor maç boyunca orta saha hakimiyetini elinde tuttu.
  
Orta sahada AL gülüm ver gülüm usulü Kayserispor paslaşmaları seyirciyi delirtirken,Carlos Hoca Ernst'i oyuna almayı bile akıl edemedi.

Skor 0-1 iken,Guti'nin yerine Holosko'nun oyuna dahil olması orta sahadan bir eleman daha eksiltiğinden skandal hatalı Denizli usulü değişikliktir.

Nitekim bu değişiklik herhangi bir yarar getirmedi dahası Kayserispor'un orta saha hakimiyetini pekiştirdi.

Tek defansif orta saha Aurelio yanında ona güya yardım eden Fernandes..

Ya hoca ! bu gece takımı 4-3-3 mü yoksa 4-2-3-1 mi ? oynattın diye sorsam eminim kendin de bilmezsin...

Geçen gün telefon da da söyledim sana 4-2-3-1'e geç rahat et diye :) fakat bir türlü inadından kurtulamıyorsun.

Tekrar yazıyorum bu takım geniş alanda 4-3-3'e yakın bir dizilişle oy-na-ya-maz.

Kondisyon;
Takımın kondisyonu konusunda çekincelerim olduğunu daha önceki maç yazılarımda da değinmiştim.
Bu takımın kondisyon antremanlarını Koch'la tam yapması takımın kondisyonunu artırmaya yetmez.
Kondisyon uykuda gelişir,kondisyon için dinlenmek şarttır.

Kazanma Azmi ?
Sahada Kayserispor'u yenme gayretinde olan üç fitbolcu vardı.
Egemen,Rüştü ve Aurelio..
Geri kalan fitbolcuları,bir araya topla,üstüne laubaliler kümesi yaz yaftala sonra bırak.

Cenk ? Bu çocuğun kafasında gelecekte iyi kaleci olmak gibi bir hedef yok.
Hızla Serdar Özkangilleşiyor.

Guti ? Top oynamak istiyorsun da hangi ciğerle oynayacaksın.

Ekrem ? Bu gece ilk kez laubali sırıtkan Ekrem'le tanıştım garipsedim

Edu ? Beşiktaş'ın topçusu değil..Sert fakat kör şutlar çekiyor.Ağır olduğundan rakip defansı geçemiyor.

Q7 ? Kazanma hırsını kaybetme noktasına kadar geldi.En doğru yerde zamanda basit pasları bile atmıyor.

Simao ? Profesyonelliğine saygım var didiniyorsun fakat olmuyor.Çünkü Beşiktaş'ın sistemsizliği seni yiyip bitiriyor.Seyircinin bu gece Simao'yu ıslıklaması hatadır.

Fernandes ? Nerdeee Tayfur Hoca'nın Fernandes'i nerdeee Carlos'un Fernandes'i...

Sonuç;
...Carlos Hoca'yla bu iş gitmez.
   Carlos Dinamo Kiew'i yense de gitmez yenmese de gitmez.
   Takım Laubali,La la laubali.
   Takım Carlos'u tınlamıyor.
   Başgan kendini kurtarmak için en uygun zamanda Carlos Hoca'nın ipini çekecektir.
   Güle güle Carlos !
   Mendes,şimdiden cici anne kıvamında,dahi bir yabancı teknik direktörü elinin altında bekletiyordur.
   Beşiktaş'ı tek başına kafasına göre yöneten Başgan'ın Abdullah Avcı veya Rasim Kara gibi doğru teknik adam seçimine yönelmesini beklemek saflıktır.
   Başgan'ın hatalı fakat günü kurtaran seçimi Denizli olur.
   Denizli olursa da ağlayın.
  
   Nasıl yolladım hoca'yı :) Ha ha hayy..Blogçuluğun en sevdiğim yanı Hoca'yı blog meydanında sallandırmaktır
 
   Ne duyamadım istikrar mı dediniz ? Oldu yarın başgan'a mesaj çekerim.

14 Ekim 2011 Cuma

HaftaSonu Maçlar

4 Ekim Cuma
20:00 Trabzonspor - Ankaragücü /Lig TV
20:00 Gaziantep BŞB - Sakaryaspor /Trt 3
21:30 Werder Bremen - B. Dortmund /Trt HD

15 Ekim Cumartesi
13:30 Kayseri Erciyesspor - Çaykur Rizespor /Trt 3
14:45 Liverpool - Man. United /Lig TV 2
15:00 Orduspor - Eskişehirspor /Lig TV
16:00 Bucaspor - Denizlispor /Trt 3
16:30 Bayern Munih - Hertha Berlin /Trt Haber
17:00 Man. City - Aston Villa /Lig TV 2
19:00 Real Madrid - Real Betis /NTV Spor
19:00 Beşiktaş - Kayserispor /Lig TV
19:00 Sivasspor - Gaziantepspor /Lig TV 2
19:30 Chelsea - Everton /Lig TV 3
19:30 Schalke 04 - Kaiserslautern /Trt HD

19:45 Ajax - AZ Alkmar/Samanyolu Haber
21:00 Barcelona - R. Santander /NTV Spor

21:45 PSV - Utrecht/Samanyolu Haber
23:00 Granada - Atletico Madrid /NTV Spor

16 Ekim Pazar
13:30 Tavşanlı Linyitspor - Karşıyaka /Trt 1
15:00 Gençlerbirliği - Antalyaspor /Lig TV 2
15:00 İstanbul BŞB - Samsunspor /Lig TV
15:30 Arsenal - Sunderland /Lig TV 3
16:00 Konyaspor - Kartalspor /Trt 3
16:00 Elazığspor - Giresunspor /Trt 6
16:30 Freiburg - Hamburg /Trt Haber
17:00 Zaragoza - R.Sociedad /NTV Spor
18:30 Köln - Hannover 96 /Trt HD
19:00 Levante - Malaga /NTV Spor
19:00 Galatasaray - Bursaspor /Lig TV
19:00 Manisaspor - Karabük/Lig TV 2
19:00 Göztepe - Boluspor /Trt 3
21:00 Palmerias - Fluminense /Lig TV 3
23:00 Sevilla - S. Gijon /NTV Spor

17 Ekim Pazartesi
20:00 Mersin İdman Yurdu - Fenerbahçe /Lig TV

13 Ekim 2011 Perşembe

PES 2012

PES 2012
Japonlar bu sefer yapmış abiler.
Konami 2009-2010-2011 yıllarında ki tek düzeliği bu sene aşmış.
Arigato Konami !

Oyun hakkında her PES'çinin aklında klasik soruları yanıtlayalım.

Oyun menüsünde geçen seneye göre değişiklik yok.

Oyun orta halli bir bilgisayarda,orta halli bir ekran kartıyla azami verim alınabildiğinden cüzdanları ağlatmıyor.
Pes 2011 oynadığınız bir makine ile 2012'yi de rahatça oynayabilirsiniz.

Oyunda dört Türk takımı var;BJK,TS,GS ve FB..
Diğer Türk takımlarının kadrolarını incelemesem de Beşiktaş'ın kadrosu tam..Beşiktaş'ta eksik olan forma dizayn ve forma önü reklamı.Bu tabii Beşiktaş'ın diğer Türk takımlarına göre yeni sezon formalarını tedavüle geç sürmesinden kaynaklanıyor.Yani Beşiktaş yönetiminden yani gene bizim kötü başganımızdan .

Premier League takımlarının bazılarının isim hakkının alınamaması artık bir Pes klasiği...Bu tabii Edit menüsünden kolayca aşılabilecek bir aksaklık.

Oyun tuşları geçen seneyle aynı.Benim gibi Klavyeciler,gene milimetrik paslar ve şutla atmakta hiç zorlanmayacak.

Sahanın içine girdiğimizde;

İlk dikkati çeken nokta oyuncular hal ve hareketleri.Gerçeğe son derece yakın.Eskiden her oyuncu içine korse giymiş gibi hareket ederdi.Bu durum PES 2012'de bu aşılmış,oyuncular artık gerçek insanlara yakın hareketler sergiliyorlar.

Geçmiş Peslerde,oynayan da patlakmış,balonmuş intibası uyandıran TOP,2012'de gerçeğe yakın.Şutlar ve paslar bam diye adrese gidiyor.

Oyun geçen seneye nazaran daha hızlı..Artık kontra atak yapmak çok daha zevkli.Hem de oyuncular nereye koşacaklarını daha iyi biliyorlar.

Geçen sezonlarda kanatlardan akın yaptığınızda rakip oyuncu malak gibi sizi izler,topu rakip ceza sahasına ortalama imkanına girseniz dahi size dokunmazdı.Bu sene kanatlarda topu ayağınıza alır almaz hemen müdahaleyi yiyorsunuz .

Kanatlardan rakip ceza sahasına falsolu orta yaptığınız da,bu ortanın gol olma ihtimali gene pek yüksek.

Başka ? Pes 2012'de Messi Messi gibi..
Herkesi çalımlayıp gol atamıyor fakat koşması,ani dönüşleri,şutu,saçlarının dalgalanması sanki gerçek.

Pes 2011'de penaltı atmak ne zordu öyle ! 2012'de topa nereye vurursanız oraya gidiyor.Topun şiddetini ayarlayamaz iseniz topun auta çıkması gene çok muhtemel.

Serbest vuruşlar'dan gol atmak geçen seneye nazaran daha kolay.Penaltılarda olduğu gibi top sizin tam istediğiniz yere gidiyor.

Kırmızı ve sarı kart görmek tam kıvamında.Direkt rakibe arkadan müdahale gene kırmızı kart.

PES 2012'de Flulaşma,görüntünün net olmaması sorunu forumlarda tartışılıyor.
Hakikaten oyunu ilk aştığınızda görüntünün kötülüğü karşısında hayrete düşüyorsunuz.
Bu sorunu oyunun Setting ayarlar bölümünden giderebiliyorsunuz.
Ayarları yazıyorum;
Ayarlar'ın ilk sekmesi Görüntüle'ye girin.
Orada
Ekran Modu:TAM
Çözünürlük:1024x768 4:3 Ve 16:9 ve LB kutucukları işaretli
Görüntü kalitesi:Yüksek
Seçenekler:Çerçeve Atlamayı Etkinleştir kutucuğu işaretli

Benim Ekran kartım Palit Geforce GTS 250
Monitörüm Eski tip CRT..Yukarıda ki ayarları yaptığımda görüntü düzeliyor ancak ekranın alt ve üstünde LCD monitörlere benzer kırpık siyahlık ortaya çıkıyor.

Oyunu LCD monitörde oynayanların oyunda netlik problemi yaşıyorlar mı ? orasını bilmiyorum.

Son olarak;
Oyunu beleşe oynamak isteyenler oyunu herhangi bir torrent sitesinden rahatlıkla indirebilir.

Pes'te kralını tanımam !

12 Ekim 2011 Çarşamba

Anket:Beşiktaş'ın borçlarına illegal çözüm yolları


1.Yol İnönü Stadının gizli dehlizlerinde,uranyum zenginleştirip Çeçen mafyasına satarız

2.Yol Bursa Texsas'ın,El Paso bankasına her Cuma öğleden sonra gelen yüklü miktar parayı,Wanted Q7 ve çetesi indiregandi yapar.

3.Yol Yarış öncesi Veli Efendi'de binlik iğneyle boeing 747 kıvamına soktuğumuz Oyma pınar adlı beygire tüm parayı basarız

4.Yol Başganı kaçırır,kankisi Aziz'den ve Zig Tv'den fidye isteriz.

5.Yol Her taraftar böbreklerinden bir tanesini organ mafyasına üç kuruş paraya okutur.



11 Ekim 2011 Salı

Azerbaycan'ı tek golle hakladık


Türkiye:1 - Azerbaycan:0

Utanç verici futbol oynadığımız grup maçlarının sonuncusunu bu gece geçtik.

VE Alamanya'nın çüküyle,Euro Futbol 2012 play-Off'larındayızz :)

Bu gece,Azerbaycan karşısına tam konsantrasyonla çıktık.

Azerbaycan'ın oyunu kendi ceza sahası önünde kabul etmesi,rakibin zayıflığı,oyunu maçın başından itibaren rakip sahaya yıkmamızı kolaylaştırdı.

Rakip yarı alanın ilk metrelerinde kolay paslar yaptık,öldürücü gol bölgesinde doğru pasları yapamadık.

Bu durum rakip kaleyi uzaktan şutlarla delme girişimlerine yol açtı.

Özellikle Hamid'in denediği bu şutlar,zemin ıslak olmasına rağmen bize gol getirmedi.

Topu kaybettiğimiz anlarda ikili,üçlü sıkıştırmalı presle kaptığımız toplarla atak sürekliliğini sağladığımız gibi topu rakibe hiç göstermeyerek oyun kontrolünü elimizde tuttuk.

Burak'ın rakip defans arkasına her an sarkmaya yatkınlığı,Azerbaycan'nın kendi ceza sahası önünde vaziyet alması sebebiyle sonuç getirmedi.

Zaten Selçuk oyuna girinceye kadar Burak'ı anlayacak oyuncumuz sahada yok gibiydi.

Gole kadar Burak'a atılan toplar hep yüksek yan ortalardı.

Demirkol Mehmet bu satırları yazarken gene Kaotik fitbol geyiğine başladı :)
Kaotik fitbol falan yok Mehmetçim.Türk insanın en sıkışık anda ortaya çıkan,çoşkuya dönüşen,rakibi şaşırtan enerjisini,Kaotik fitbol diye nitelemek abesle iştigaldir.Bu çoşkuya dönen enerjiyi anlayabilmek için biraz Çanakkale Savaşları okumak yeterlidir.
Kaotik Fitbolmuş :) Adam yıllardır aynı cümleden ekmek yiyor,biri de çıkıp aga bu nedir diye eleştirmiyor.

Neyse,ne anlatıyordum ben ?

Hah Burak,60.dakika'da Kalecimiz Sinan'ın Neuerleşip topu oyuna hızla sokmasıyla başlayan atak,Selçuk'un harika pası Burak'ın tek vuruşuyla gelen golle sonuçlandı.(1-0)

Burada Selçuk'un attığı pasa ayrı parantez açmak lazım.Pasın şiddeti ve topun son anda rakip fitbolcunun belini kırarcasına aldığı falso inanılmaz güzeldi.

Attığımız gol öncesi,yenecek serseri golden korkan bizimkiler gelen golden sonra iyicene rahatlayıp riskli işlerden azami ölçüde kaçınmaya başladılar.Misal;Golden sonra defans çizgimizin biraz daha geriye çekilmesi gibi.

78.Dakika'da Gökhan Töre,Emre'nin yerine dahil olurken,Play-Off'larda Sarı Kart cezalısı durumuna düşme durumu olan Burak'ın 87.dakika'ya kadar sahada kalması çok riskliydi.

Nitekim Burak sarı kart görüp,play-off'da cezalı duruma düşmek için elinden geleni yaptı.
Hakem görmezden geldi.
Burak bu gelgitleriyle belki de hiç bir zaman büyük fitbolcu sınıfına yükselemeyecek.

Arda moral bozukluğundan mıdır bilinmez maç boyu etkisizdi.Hamid'in azimle,çalımlarla zor zahmet getirdiği kolay topu Arda'nın önünden kaçırması,Arda'yı özetliyordu.

Basında beyanatı çıkınca futbolu düşen,gerginliği kaldıramayan tipik Arda.

Sabri enerjisiyle iyi göründü fakat büyük maçlarda alan kaplayamadığından orta saha da sırıtır benden söylemesi.

Mehmet Topal Valencia'ya gittiğinden beridir basit oynamayı öğrendi.

Hamid hırsıyla bu gece Milli Takımın en iyi oyuncusuydu.

Benim ilk on birler geldiğinde çekindiğim iki oyuncu vardı.

Çekindiklerim rakipten değil bizdendi.

Bir tanesi son Eskişehir maçında gol atan ancak rakibe dört gol pozisyonu ikram eden Gökhan Zan,

diğeri aşırı cesaretli çıkışlarıyla kalesini boşaltan meşhur Sinan Bolat'tı.

Bu gece ikisinden de fahiş bir hata gelmedi.

Ben bu Gökhan Zan'ın kötü fitbolculuğu ile yıllarca İstanbul takımlarında forma giymesine şaşırır dururum.

Dahası bu adam bu performansıyla yıllardır Milli Takıma seçiliyor.Aklım ermiyor doğrusu.      

Egemen ? Ferrari,Ersan,Sivok,Servet,Toraman derken,Baby Face Egemen tüm bu stoperleri geçip istikrarı ve performansıyla hem Beşiktaş'ta hem Milli takımda sivrildi.

Helal Olsun Egemen ! Sezon başında transferine karşı çıkan beni her maçta utandırıyorsun.

Gökhan Töre ? Beşiktaş'a alalım alalım diye üç sezon sayıklayıp durduk kısmet olmadı.
Q7'yi 10 milyon Avro'ya okuttursak acaba uyanık Almanların hemen kaptığı Gökhan Töre'yi 2-3 milyon Avro'ya alabilir miyiz ?

Hiddink ve Oğuz Çetin...
TFF mutlaka bu geyik ikiliden bir an önce kurtulmalı.
Play-Off'lar Hiddink'in sevdiği usul rallilerdir.
11-15 Kasım tarihlerinde oynanacak play-off maçlarına Hiddink'in takımı doğru şekilde hazırlayacağına eminim de,ben bu Milli takımın oynadığı rezil topa daha fazla tahammül edemiyorum.
Euro 2012'den sonra bir Abdullah Avcı hamlesi şahane olur.
TFF'de Abdullah Avcı'da ki ışığı gören adam var mıdır ? bizimkisi bir umut işte.

Son Tehlike :)
Şike davasında iki-üç hafta içinde iddianamenin savcı tarafından mahkemeye sunulması bekleniyor.
Tahminim UEFA ve Platini'nin TFF'ye şike davasında acil karar vermesi yönünde baskı yapacağıdır.
Yani Sezon sonu gelmeden Fenev belki Beşiktaş Bank Asya'nın yolunu tutabilir.
TFF karar vermemekte inat ederse UEFA Türkiye'yi EURO 2012'den ihraç yoluna gidecektir eee bu durumda da Play-Off maçlarının önemi kalmaz.

Önümüzde ki Perşembe günü Play off' ta ki rakibimiz belli olacak.

Benim kalbimden geçen takım İrlanda.VE şu an Fransa'dan gol haberi geldi.Bosna karşısında yenik durumda olan Fransa 78.dakika'da durumu 1-1'e getirerek play-off'lar da rakibimiz olma olasılığından biraz olsun uzaklaştı.Aslında Sarkozy'i morartmak güzel olurdu.