''Gulyabaniler Cenneti'' Daniel Pennac'ın,173 sayfa Polisiye türü cinai romanı....
Bir polisiye sever olarak,övülen ''Gulyabaniler Cenneti''ni okumaya başladığımda açıkcası bu kitabın türü konusunda kuşkuya düştüm.
Kitabın arka kapağında polisiye roman yazsa da,
Yazar ilk yüz sayfa da ailesinden,tuhaf işinden,iş arkadaşlarından,köpeğinden bahse de bahse de lafı uzatıyor.
Bunları anlatırken arada 3-4 kişi ölüyor fakat sanki bu gelişmeler,okuyana Roman'ın yan hikayecikleri gibi geliyor.
Asıl gelişme 100 sayfadan sonra başlıyor ve arada okuyucunun dikkatinin dağıtacak saçma yan hikayeciklere de sapılıp kalan 73 sayfa'da böylece tamamlanıyor.
Yazar her cümlede sanki okuyucunun dikkatini ölçmek istermişcesine,aklına çağrışımla gelen kelimeleri
fütursuzca sıralıyor.
Bu da okuyucu için Romanı daha da sıkıcı hale getiriyor.
Kitabın geçmişe dayanan Ana Cinai hikayesi bir hayli ilginç.Fazla geliştirilmeyen bu ana hikaye kitabı biraz kurtarmış.
İki günde zor bitirdiğim bu kitabı,hemen dolaba kaldırıyor ve okuduğum ilk kitabında Üslubunu pek beğenmediğim Daniel Pennac'tan uzak durma kararı alıyorum.
Konya maçına gelince,Alışveriş hastası kalabalığın olmadığı bir anı tercih edip hiperMarkete gittiğimden maçı bölük pörçük dinleyip,izleyebildim :)
Q7'nin şutunda rakip kaleye yönelen topu Radyo Spikeri ''Nobre topu çeldi'' diye aktarınca hafiften güldüm.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder